AŞIK SANA BİR SÖZÜM VAR
Aşık sana bir sözüm var, bu arş nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, bu arş kürsün üstündedir
Kamil sana bir sözüm var, bu kürs nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, bu kürs levhin üstündedir
Derviş sana bir sözüm var, levih nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, levih gökler üstündedir
Kamil sana bir sözüm var, yerler nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, yerler öküz üstündedir
Derviş sana bir sözüm var, öküz nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, öküz balık üstündedir
Aşık sana bir sözüm var, balık nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, balık suyun üstündedir
Aşık sana bir sözüm var, su da nenin üstündedir
Hikmetine akıl ermez, su rüzgarın üstündedir
Yüzünü Hürmüz’e tutmuş, kuyruğun firenge atmış
Yeri götren sarı öküz, yüz on dört bin yaşındadır
Kabe’yi belinde tutmuş, ağzını Hürmüz’e açmış
Kuyruğun karnına atmış, mağrib maşrık başındadır
Gözlerin ırmayıp bakar, silkinse dünyayı yıkar
Şundan hayli elem çeker, bir sinecek başındadır
Gönü var dağlardan kalın, tüketmez mahluklar yağın
Kuvvetlidir şöyle yeğin, sanki on dört yaşındadır
Titreyişi zelzeledir, boynuzları velveledir
On iki ayağı vardır, her biri bir kösededir
Aşık Yunus söyler bunu, ne güzel yaratmış Gani
Çifte koşayıdım onu, hikmet onun işindedir
BE HEY KARDEŞ HAKKI BULAM MI DERSİN
Be hey kardeş hakkı bulam mı dersin
Hakka yarar amel işlemeyince
Bu sırrın ötesin duyam mı dersin
Mürşid-i kamille başlamayınca
Gel hey kardeş gel sen birliğe özen
Birliktir her nefsin kal’asın bozan
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince
Aşkın odu geldi yüreğim harlar
Aşkı olan, arı kendini neyler
Behey Yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince
Taptuk Emre Makamı:
Resimler:
{Sayın M. Çehreli’nin nazik katkıları ile}
Yunus Emre Makamı:
Birçok makamı ifade edilir. Aşağıdaki resimler Aksaraydaki de türbeye aittir.
Resimler:
{Sayın M. Çehreli’nin nazik katkıları ile}
Nefesleri:
Yüz Bin Peygamber
Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur
Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur
Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen
Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatur
Arkasiyle kum çeken, göz yaşıyle yuğuran
Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatur
Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden
Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatur
Balık karnında yatan, deryaları seyreden
Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur
Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan
Mısır’a sultan olan, Yusuf Peygamber yatur
Yusuf’un yavu kılan, kurt ile davi kılan
Ağlayıp göğsüz kalan, Yakup Peygamber yatur
Asasın ejder eden, bahre urup yol eden
Fir’avnı helak eden, Musa Peygamber yatur
Ol Allahın habibi , dertlilerin tabibi
Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur
Hayber kal’asın yıkan, kafiri oda yakan
Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur
Ata ana gülleri, Kur’an okur dilleri
Fatm’ana oğulları;Hasan, Hüseyin yatur
İğnesin suya atan, balıklara getirten
Tacın tahtın terkeden, İbrahim Ethem yatur
Gündüzler saim olan, geceler kaim olan
Ariflerin sultanı, Bayzit Bestami yatur
Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri
Konyada;ol Mevlana Hüdevandigar yatur
Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları
Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur
Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin
Kara yer altında, çok günahkar kullar yatur
–*–
Acep Bu Benim Halim
Acep bu benim canım, azat ola mı ya Rab
Yoksa yedi Tamu’da yana kala mı ya Rab
Acep bu benim halim, yer altında ahvalim
Varıp yatacak yerim, akrep dola mı ya Rab
Can hulkuma geldikte, Azrail’i gördükte
Ya canımı aldıkta, asan ola mı ya Rab
Dar oldu bana düzler, gice ile gündüzler
Dünyaya bakan gözler, didar göre mi ya Rab
Allah olucak Kadı, bizden ola mı razı
Görüp Habib’in bizi, şef’i ola mı ya Rab
Yunus kabre vardıkta, Münker Nekir geldikte
Bize sual ettikte, dilim döne mi ya Rab
–*–
Acep N’ola benim Halim
Bir korku düştü canıma, acep n’ola benim halim
Derman olmaz ise bana, acep n’ola benim halim
Canım tenimden üzüle, gitmek yararı düzüle
Bu suret nakşı bozula, acep n’ola benim halim
Dünya donların soyucak, yuyucu tenim yuyucak
İletip kabre koyucak, acep n’ola benim halim
Eller gidip ben kalıcak, sinde yalnız olucak
Münkerle Nekir gelicek, acep n’ola benim halim
Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim
Cevap vermez ise dilim, acep n’ola benim halim
Mezardan duru gelicek, hak terazi kurulacak
Amelimiz görülecek, acep n’ola benim halim
Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü
Dergahına tutar yüzü, acep n’ola benim halim
–*–
Allah
Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi, yaka gider
Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider
Kar etti firak canıma, aşık oldum ol Sultana
Aşk zencirin dost boynuna, taka geldi, taka gider
Sadıklar durur sözüne, gayrı görünmez gözüne
Bu gözlerim Dost yüzüne, baka geldi, baka gider
Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi, aka gider
Bülbül eder ah ü figan, hasretle yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can, çıka geldi, çıka gider
Yunus söyler bu sözleri, efgan eder bülbülleri
Dost bağçesinde gülleri, koka geldi, koka gider
–*–
Allah Sana Sundum Elim
Sensin kerim, sensin rahim, Allah sana sundum elim
Senden artık yoktur emin, Allah sana sundum elim
Ecel geldi vade erdi, bu ömrüm kadehi doldu
Kimdir ki içmeden kaldı, Allah sana sundum elim
Gözlerim göğe süzüldü, canım göğüsten üzüldü
Dilim tetiği bozuldu, Allah sana sundum elim
Üş biçildi kefen donum, Hazret’e yönelttim yönüm
Acep nice ola halim, Allah sana sundum elim
Urdular suyum ılıdı, kavim kardeş cümle geldi
Esen kalsın kavim kardeş, Allah sana sundum elim
Geldi salacam sarılır, dört yana sala verilir
El namazıma derilir, Allah sana sundum elim
Salacamı getirdiler, makberime yetirdiler
Halka olup oturdular, Allah sana sundum elim
Çün cenazeden şeştiler, üstüme toprak saçtılar
Hep koyubeni kaçtılar, Allah sana sundum elim
Yedi Tamu, sekiz Uçmak, her birinin vardır yolu
Her bir yolda yüzbin çarşı, Allah sana sundum elim
Geldi Münker ile Nekir, her birisi sordu bir dil
İlahi Sen cevap vergil, Allah sana sundum elim
Görün acep oldu zaman, gönülden eyleniz figan
Ölür çün anadan doğan, Allah sana sundum elim
Yunus tap uzat bu sözü, Allahına dutgıl yüzü
Didardan ayırma bizi, Allah sana sundum elim
–*–
Andan Ayrı Buçuk Saat
Cümle alem terkin uram, ben Dost terkin urımazam
Andan ayrı buçuk saat, ben ansızın durumazam
Andan ayrı dirliğim, dirlik değildir benim
Koyam ol dirgüre beni, bu ölü dirgürimezem
Huri gelip eydür ise, gönlün bana vergil deyu
Dost’tan artık kimseye, ben gönlümü verimezem
Dost deyu geçti ömrüm, başarmadım Dost kulluğun
Koyam ol başara beni, ben hiç iş başarımazam
Bir gezden ol oldum, dahi benden ümit yoktur bana
Ben ol isem pes ol kani, bu sırra erimezem
Değmeler eydür Yunus’a, katlan bu gün yarın deyu
Ceht edüben bu günümü, yarına irgürimezem
–*–
Anlamadan Eyledik
Dilsizler haberini, kulaksız dinleyesi
Dilsiz kulaksız sözün, can gerek anlayası
Dinlemeden anladık, anlamadan eyledik
Gerçek erin bu yolda, yokluktur sermayesi
Biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk
Her dem yeni dirlikte, sizden kim usanası
Yetmiş iki dil saçtı, araya sınır düştü
Evvel bakışı biz baktık, yermedik am-ü hası
Miskin Yunus ol veli, yerde gökte dopdolu
Her taş altında gizli, bin İmran oğlu Musi
–*–
Aşık Canı Ölmeye
Ol can kaçan ölüser, Sen ana can olasın
Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın
Ölmeği dirlik ola, ölmesiz dirlik bula
Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın
Sen olduğun gönüller, her dem canın yeniler
Güç olmaz ol divanda, hakimi Sen olasın
Can bedenden uçucak, menziline göçücek
Ol cihana geçicek, göze ayan olasın
Tozunu yel almaya, bir zerre ırılmıya
Aşık canı ölmeye, maşuku Sen olasın
Yunus sen aşık isen, aşka muvafık isen
Korkma ulaşık isen, ne olursan olasın
–*–
Aşık Kişi
–*–
Din ü millet sorar isen, aşıklara din ne hacet
Aşık kişi harap olur;bilmez ne din, ne diyanet
Aşıkların gönlü, gözü, maşuk depe gitmiş olur
Ayruk surette ne kalır, nice kılısar zühd ü taat
Taat kılan Uçmak için, din Tamu için
Ol ikiden fariğ olur, neye benzer bu işaret
Her kim Dost sever ise, Dosttan yana gitmek gerek
İşi gücü Dost olucak, cümle işten olur azat
Anın gibi Maşukanın haberin kim getirir
Cebrail mürsel sığmaz, şöyle olundu işaret
Soru hesap olmayısar dünya ahiret koyana
Münker ü Nekir ne sorar, terk olucak cümle murat
Havf ü reca gelmez anda, varlık yokluk bırakana
İlm ü amel sığmaz anda, ne terazi ne sırat
Ol kıyamet bazarında, her kula başı kaygısı
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet
Aşıma Zehr-i Katil Katmışım Ben
Bu ömrüm yok yere harc etmişim ben
Canım gör nice oda atmışım ben
Kimse kimesneye etmemiş ola
Anı kim kendime ben etmişim ben
Amelim rahtını, derdim götürdüm
Kamu assım, ziyana satmışım ben
Cihanda bir sınık saksıdan ötrü
Güherlerim ziyana satmışım ben
Amelim her ne ki varsa riyadır
Acep ihlası ne unutmuşum ben
Giceye eresini kimse bilmez
Tul-i emel başın uzatmışım ben
Dügeli ömrümü, harcına sürdüm
Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben
Aguya bal deyu parmak uzattım
Aşıma zehr-i katil katmışım ben
Biçare Yunus’un çoktur günahı
Hakkın dergahına yüz tutmuşum ben
Aşk Bezirganı
Aşk bezirganı, sermaye canı
Bahadır gördüm, cana kıyanı
Zehi bahadır can terkin urur
Kılıç mı keser himmet giyeni
Kamusun bir gör, kemterin er gör
Alu görmegil, palas giyeni
Tez çıkarırlar fevkal’ulaya
Bin İsa gibi dünya yakanı
Tez indirirler tahtesseraya
Bir Karun gibi dünya kovanı
Aşık olanın nişanı vardır
Melamet olur belli beyanı
Zühdüm var deyu ta’n eylemegil
Merdut ederler mağrur olanı
İlmim var deyu mağrur olmagil
Hak kabul etti kefen soyanı
Atlası kodu, abalar geydi
İbrahim Ethem Sırdan duyanı
Çün Mansur gördü, Ol benem dedi
Od’a yaktılar, işittik anı
Od’a yandırdın, külün savurdun
Öyle mi gerek Seni seveni
Zinhar ey Yunus, gördüm demegil
Od’a yakarlar gördüm deyeni
Aşk Gelicek Cümle Eksikler Biter
N’olur ise ko ki olsun n’olusar
Tek gönül Mevlayı bulsun n’olusar
Aşk denizi gene taşmış kan akar
Aşık-ı biçare dalsın n’olusar
Bu denize düşen ölür dediler
Ölür ise ko ki ölsün n’olusar
Aşk gelicek cümle eksikler biter
Bitmez ise ko ki kalsın n’olusar
Akıbet şol göze toprak dolusar
Bir gün öndün, ko ki dolsun n’olusar
Dünyanın mansıplariyle izzetin
Yunus kodu alan alsın n’olusar
Aşkın İle Mest Olalı
Aşkın şarabın içeli kandalığım bilmezem
Şöyle yavu kıldım beni, isteyuben bulumazam
Derya-vü umman olmuşam, gevherlere kan olmuşam
Hüsnünde hayran olmuşam, kendüzüme gelimezem
Zatına yol bulumadım, senden nişan alımadım
Çünki seni bilemedim, kulluğunu kılımazam
Yoluna basaldan kadem, varlığımı kıldım adem
Gözden ırılma sen bir dem ki sensiz ben olumazam
Adın dolalı ellere, senden nişan alımazam
Aşkın ile mest olalı, Cennet’lere kalımazam
Benim urup bünyadımı, Yunus yazaldan adımı
Kestim kamudan umudü, aşkından ayrılmazam
Aşkına Düşen Kişi
Dost Senin aşkın oku, key katı taştan geçer
Aşkına düşen kişi, can ile baştan geçer
Dün ü gün zar olur, aşkın ile yar olur
Derd-i seri Sen olsan, düğeli işten geçer
Ariflere bu dünya hayal ü düş gibidir
Kendini Sana veren hayal ü düşten geçer
Başında aklı olan, ücretle amel kılmaz
Hurilere aldanmaz, göz ile kaştan geçer
Bu dünyanın sevgisi, ağulu aşa benzer
Sonunu sayan kişi, ağulu aştan geçer
Gerçek aşık ol ola, can vermiye ol ive
Dost ile bazar için, nice bin baştan geçer
Miskin Yunus ol Dostu, hakikat seven kişi
Uzlet ihtiyar eder, yad-ü bilişten geçer
Aşkına Muhammed’in
Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed’in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed’in
Ol! dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem
Okundu hatm-i kelam, şanına Muhammed’in
Hep Erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
Zikr-i tevhit ettiler, nuruna Muhammed’in
Veysel Karani kazandı, ahır yine özendi
Sekiz Uçmak bezendi, aşkına Muhammed’in
Ferişteler geldiler, saf saf olup durdular
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed’in
Havada uçan kuşlar, yaşarıp dağ ü taşlar
Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed’in
İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed’in
Yunus kim ede methi, över Kur’an ayeti
An! vergil salavatı, aşkına Muhammed’in
Ayruk Geri Gelmeyesin
Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni
Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim
Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni
Ömrüm ipi üzüleser, suret nakşı bozulasar
Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni
Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni
İşte koyup gidisersin, beni garip edisersin
Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni
Hani seninle olduğum, şad olubeni güldüğüm
Ya son ucu yad olduğum, ah nideyim ömrüm seni
Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin
Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni
Bana Bu Ten Gerekmez
Bana bu ten gerekmez can gerektir
Ol baki Cennet’e iman gerektir
Zehi mürşit ki bizi Hakk’a iltür
Aşık canı ana kurban gerektir
Bular hot geçti Uçmak arzusundan
Didar göstermeye Sultan gerektir
N’iderim Uçmağı yahut huriyi
Bana dergahına seyran gerektir
Eğer Muhammed’e ümmet olursan
Dilinde zikr ile Kur’an gerektir
Namaz ü vird ü tesbih, zikr ü Kur’an
İnayet bunlara Hak’tan gerektir
Hakikat şerbetin içen aşıklar
Başı açık, teni uryan gerektir
Aşık Yunus bu sırrı anlayanın
Ciğeri büryan, gözü giryan gerektir
https://youtu.be/oLPsfKqMkJ4?list=PLZYVQvcfDYg7lgJQoiAkgWxwCgI0AaX24
Bana Seni Gerek Seni
Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni
Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni
Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek
Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler, külüm göke savuralar
Toprağım anda çağıra, bana seni gerek seni
Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni
Yunus’dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni
Baştan Ayağa Yareyim (2)
Ben Dost ile dost olmuşam, kimseler dost olmaz bana
Münkirler bakar gülüşür, selam dahi vermez bana
Ben Dost ile dost olayım, canımı feda kılayım
Ölmezden öndün öleyim, dünya baki kalmaz bana
Terkeyledim kamu işi, Hak yoluna kodum başı
Dost yüzünü göriceğiz, sabr ü karar olmaz bana
Kimseler bilmez halimi, aşk odu yaktı canımı
Seçmezem soldan sağımı, namüs ü ar olmaz bana
Ben bir aşık-ı bi çareyim, baştan ayağa yareyim
Ben bir deli divaneyim, aklım da yar olmaz bana
Sanırlar beni deliyim, Dost bağçesi bülbülüyüm
Mevlanın kemter kuluyum, kimse baha saymaz bana
Bülbül oluben öterim, Dost bağçesinde biterim
Gül alırım, gül satarım, bağ-ban olmaz bana
Ey biçare Yunus senin, aşk oduna yandı canın
Yana yana Dost’a giderin, perde hicap olmaz bana
Be Dedirmeğil Bana
Ben bu il’e garip geldim, ben bu il’den bezerim
Bu tutsaklık tuzağın, demi geldi üzerim
Çünki ben bunda geldim, ben anı bunda buldum
Mansur’em dare geldim, üş kül oldum tozarım
Dört kitabın okudum, tahsil ettim bitirdim
Ne hacet kim, karayı ak üstüne yazarım
Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte
Be dedirmeğil bana, ben bu yolda azarım
Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim
Korku hiyanetedir ya ben niçin kızarım
Şeriat oğlanları niçin yol keser bana
Hakikat deryasında bahri oldum yüzerim
Dost bana gelsin demiş, benim kaydımı yemiş
Ben yüzüm karasından teberrükler düzerim
Yunus bu kuş dilidir, bunu Süleyman bilir
Gerçek aşık bu yolda, ne duyduğun sezerim
Ben Gelmedim Dava İçin
Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim
Bezirganem metaım çok, alana satmağa geldim
Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için
Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim
Dost esrüğü deliliğim, aşıklar bilim neliğim
Denşürüben ikiliğim, birliğe bitmeğe geldim
Ol hocamdır ben kuluyum, Dost bağçesi bülbülüyüm
Ol hocamın bağçesine, şad olup ötmeğe geldim
Bunda biliş olan canlar, anda bilişirlermiş
Bilişüben Hocamla, halim arzetmeğe geldim
Yunus Emre aşık olmuş, Maşuka derdinden ölmüş
Gerçek erin kapısında, canım arz etmeğe geldim
Bencileyin Gülmedik Baş
Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır
Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır
Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm
Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır
Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş
Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır
Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile
Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır
Ahır halkla helallaşıp, her biriyle esenleşip
Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır
Bunca zamanlar bilişip, ahır dönüp ayrılışıp
Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır
Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim
Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır
Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim
Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır
A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helallaşalım
Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır
Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardum Peygambere
Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır
Beni İrşat Eden
Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk
Gönül dosta gider, gelmezem ayruk
Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem
Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk
Yansın canım, yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk
Göyündüm aşk ile, ta kül olunca
Boyandım rengine, solmazam ayruk
Beni irşat eden mürşid-i kamil
Yeter, bir el almazam ayruk
Varlığım yokluğa denişmişem ben,
Bugün, cana, başa kalmazam ayruk
Fenadan bekaya göç eyler olduk
Yüneldim şol yola, dönmezem ayruk
Muhabbet bahrinin gavvası oldum,
Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk
Dilerim fazlından ayırmayasın
Hocam, senden özge sevmezem ayruk
Söyler aşık dilinden bunları Yunus
Eğer aşık isem, ölmezem ayruk
Beslerdim Bu Nazik Teni
Dosttan haber geldi bana, durayım anda varayım
Müjdeleyene canımı vereyim anda varayım
Şol bir iki arşın bezin, ne yeni var, ne yakası
Kefen edinip eğnime, sarayım anda varayım
Can alıcı hot geliser, emaneti ver deyiser
Ben emaneti issine vereyim anda varayım
Yazuğum çok, günah öküş yürürüm bu dünyada hoş
Ettiklerimin hesabın, vereyim anda varayım
Beslerdim bu nazik teni, terk etmeyem derdim anı
Kara toprağa ben anı, karayım anda varayım
Canım gitti üş ben kaldım, naçar oldum yola girdim
Düşmanlarım şad olduğun, göreyim anda varayım
Üş bu ömür harmanını, derdim devşirdim ben anı
Yunus eydür bu harmanı, yele vereyim anda varayım
Bildiklerim Unutmuşum
Ey yarenler tınman bana, ben gene n’oldum bilmezem
İlm ü amel sorman bana, divane oldum bilmezem
Ayruksı nesne tutmuşam, bildiklerim unutmuşam
Canımı aşka atmışam, anda ne buldum bilmezem
Aklım yavu vardı benim, dağıldı fikrim kamusu
Boşaldım üş doldum veli, ne ile doldum bilmezem
Aşkım beni yakıpdürür, gönlüm Dosta akıpdürür
Devşirimezem ben beni, dembeste kaldım bilmezem
Ben aşksızın olumazam, aşk olucak ben olumazam
Aşktır canımın hasılı, aşka kul oldum bilmezem
Sen beni şeyh oldu deyu, benden nasihat isteme
Ben sanırım ki bilirem, üş şimdi bildim ki bilmezem
Aşık Yunus sen canını, Dost yoluna eyle feda
Bu şeyh ile buldum Hakkı, ben gayrı nesne bilmezem
Bir Ben Vardır Bende
Severim ben Seni candan içeru
Yolum vardır bu erkandan içeru
Şeriat, tarikat yoldur varana
Hakikat meyvası andan içeru
Dinin terk edenin küfürdür işi
Ol ne küfürdür, imandan içeru
Beni bende demen, ben de değilim
Bir ben vardır bende, benden içeru
Beni benden alana ermez elim
Kim kadem basa Sultandan içeru
Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman var, Süleyman’dan içeru
Tecelliden nasip erdi kimine
Kiminin maksudu bundan içeru
Senin aşkın beni benden alıptır
Ne şirin dert bu, dermandan içeru
Miskin Yunus, gözü tuş oldu Sana
Kapıda bir kuldur, Sultandan içeru
Bir Dem Gelir
Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur
Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur
Bir dem sanasın kış gibi, şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile büstan olur
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker, dertlilere derman olur
Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri
Bir dem uçar Belkıs ile, sultan-ı ins ü can olur
Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer, İncil okur ruhban olur
Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılur
Bir dem girer kibr evine, Fir’avn ile Haman olur
Bir dem döner Cebraile, rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur
Bir Gün
Bir gün ol Hazret’e karşu varam ağlayu ağlayu
Azraile hem canımı verem ağlayu ağlayu
Çün Azrail ala canım, geçe benim ömrüm günüm
Kefen ola cümle donum, geyem ağlayu ağlayu
Ben yürürem yana yana, gözüm yaşı döne kana
Bir gün şol karanlık sine, girem ağlayu ağlayu
Mühür uralar dilime, zincir uralar koluma
Amel defterim elime, alam ağlayu ağlayu
Aşık Yunus’un budur işi, yoluna fedadır başı
İman et bize yoldaşı, deyem ağlayu ağlayu
Bir İle Bir Ol
Bu sırrı ne bilsin usanlar, uyalar
Ne varsın bu yola azıksız yayalar
N’olaydı ben onu görsem bu göz ile
Ne doysun bu gözler, doymaz kayalar
Aşıklar elinde, diken yok gülünde
Cevher çok gölünde dalanlar bulalar
Geliniz varalım, Yusuf’u görelim
Yüzünün nurundan, bin açlar doyalar
Yunus sen bir olgil, bir ile bir olgil
Bir olan aşıklar, bu sırdan duyalar
Bir Kez Gönül Yıktın İse
Bir gez gönül yıktın ise, kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
Bir gönül yaptın ise, er eteğin tuttun ise
Bir gez hayr ettin ise, birine bin az değil
Erden sana nazar ola, için dışın nur ola
Beli kurtulmuştan ola, şol kişi kim gammaz değil
Er odur alçak dura, ayak odur yola vara
Göz odur ki Hakk’ı göre, gündüz gören göz değil
Yunus Emre’m sözün satar, söze bal ü yağ katar
Altmış bin sarrafa satar, yükü gevherdir koz değil
Bir Sakiden İçtim Şarap
Bir sakiden içtim şarap, Arştan yüca meyhanesi
Ol sakinin mestleriyiz, canlar anın peymanesi
Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur
Bir şem’dir bunda yanar, güneş anın pervanesi
Aşk oduna yananların, külli vücudu nur olur
Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi
Andaki mest olanların, olur Enelhak sözleri
Hallac-ı Mansur gibidir en kemine divanesi
Ol meclisin bekrileri, ol şah Ethem gibidir
Yüzbin olur her köşede, Belh şehrinin viranesi
Ey sat hezaran Bayezıt, anda muganniler çalar
Ütrük nefsek teal olur, ol çalgının teranesi
Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil
Bilmez misin cahillerin nice geçer zemanesi
Bir Şaraptan İçmek Gerek
Bir şaha kul olmak gerek
Hergiz mazul olmaz ola
Bir eşik yasdanmak gerek
Kimse elden almaz ola
Bir toy toylamak gerek
Bir soy soylamak gerek
Bie sözü söylemek gerek
Melekler de bilmez ola
Bir kuş olup uçmak gerek
Bir kenara geçmek gerek
Bir şaraptan içmek gerek
İçenler de aymaz ola
Çevik bahri olmak gerek
Bir denize dalmak gerek
Bir gevher çıkarmak gerek
Sarraf anı bilmez ola
Bir bahçeye girmek gerek
Teferrücler etmek gerek
Bir gülü yıylamak gerek
Hergiz o gül solmaz ola
Kişi aşık olmak gerek
Maşukunu bulmak gerek
Aşk oduna yanmak gerek
Ayruk oda yanmaz ola
Yunus imdi sen tek otur
Dava manasını yetür
Özü gibi bir er götür
Hiç cihana gelmez ola
Bırak İkiliği
Sen sende iken menzil alınmaz
Bahri olmadan gevher bulunmaz
Er açtı yolu ayan eyledi
Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz
Er manasından, almayan cahil
Taştandır bağrı hergiz delinmez
Er urdu yare, zahmi belirmez
Var! Bu yareme, merhem bulunmaz
Mağripten maşrik erin gözüne
Ayan görüne perde olunmaz
Ko ikiliği, gel birliğe yet
Bir olan canlar ayrı dölenmez
Yunus, ver canını hak yoluna
Can vermeyince canan bulunmaz
Bu Bıraktığın Irak Nedir
Vuslat eri oldun ise, bu dert ile firak nedir
Dostu yakın görün ise, bu baktığın ırak nedir
Vuslat eri olan kişi, gerek varlıktan el yuya
Ey bu yola giden kişi, bir görelim durak nedir
Vuslat eri oldun ise, göz hicabın bildin ise
Dostu ayan gördün ise, bu varlığı bırak, nedir
İlim hot göz hicabıdır, dünya ahiret hesabıdır
Kitap hot aşk kitabıdır, bu okunan verak nedir
Zinhar gözünü aça gör, nefis duzahın seçe gör
Dost menziline geçe gör, andan yeğrek durak nedir
Eydirsin kim gözüm görür, dava, manaya erür
Gündüzün gün şule verir, gece yanan çırağ nedir
Yunus der;aşikare nihan, Hak doludur iki cihan
Gelsin beru Dosta giden, hur ü kusur Burak nedir
Bu Ne Acayip Uğru
İstediğimi buldum, aşikare can içinde
Taşra isteyen kendi pinhan içinde
Kadimdir hiç ırılmaz, ansız kimse dirilmez
Adım adım yer ölçer, hükmü revan içinde
Tutun deyu çağırır, uğru dahi çağırır
Bu ne acayip uğru, bu çağıran içinde
Siyaset meydanında, galebe eden, bakan ol
Siyaset kendi olmuş, girmiş meydan içinde
Takmış kudret kılıcın, çalmış nefsin boynuna
Nefsini tepelemiş elleri kan içinde
Sayru olmuş iniler, Kur’an ünün diniler
Kur’an okuyan kendi, kendi Kur’an içinde
Bu tılsımı bağlayan, cümle dilde söyleyen
Yere, göke sığmayan, girmiş gönül içinde
Yüce yüce aşk düzer, kenduzin anda bezer
Gör nice cevlan ider hırka kaftan içinde
Türlü türlü imaret, köşk ü saray yapan ol
Kara nikap tutunmuş girmiş külhan içinde
Baştan ayağa değin, cümle hükm eden oldur
Hak’tan ayru ne vardır, kalma güman içinde
Birsen birliğe gel bak, ikiyi elden bırak
Bütün mana bulasın, sıdk ü iman içinde
Oruç, namaz, gusl ü hac hicabdır aşıklara
Aşık andan münezzeh, hastır insan içinde
Girdim gönül bahrine, daldım anın ka’rına
Seyr ederken iz buldum, baktım bu can içinde
Bu izimi izledim, sağım solum gözledim
Çok acayipler gördüm, yoktur cihan içinde
Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere
Söyleniser sözlerin, devr ü zaman içinde
Bunca varlık Var İken
Kemdürür yoksulluktan nicelerin varlığı
Bunca varlık iken, gitmez gönül darlığı
Batmış dünya malına, bakmaz ölüm haline
Ermiş Karun malına, zehi iş düşvarlığı
Bu dünya kime kaldı, kimi berduhar kıldı
Süleyman’a olmadı, anın berhurdarlığı
Süleyman zembil ördü, kendi emeğin yerdi
Anınla buldular anlar Peygamberliği
Gel imdi Miskin Yunus, nen var Hakk’ka harc eyle
Gördün elinden gider, bu dünyanın varlığı
Cana Kıyan Gelsin
Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin
Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin
Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin
Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin
İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin
Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin
Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış
Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin
Canı Yağmaya Verdik
Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik
Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik
Benim ol bezirgan kim, hiçbir assı gözetmedim
Çünki assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik
Bu yolun arifleri geçirmezler her metaı
Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik
Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda
Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik
Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır
Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik
Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri
Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik
Payanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus’u
Payansız devre erdik, devranı yağmaya verdik
Canlar Canını Buldum
Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun
Assın ziyandan geçtim, dükkanım yağma olsun
Ben benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım
Dost vaslına eriştim, gümanım yağma olsun
İkilikten usandım, birlik hanına kandım
Derd-i şarabın içtim, dermanım yağma olsun
Varlık çün sefer kıldı, Dost andan bize geldi
Viran gönül hurd oldu, cihanım yağma olsun
Geçtim bitmez sağınçtan, usandım yaz ü kıştan
Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun
Yunus ne hoş demişsin, bal ü şeker yemişsin
Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun
Canlar Feda
Canlar feda olsun sana, bu can kaygısı değil
Sen can gerek bana, cihan kaygısı değil
Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın
Çün ayan gördüm Seni, pinhan kaygısı değil
Aşkın oku demiri, dokunur yüreğime
Aşk için ben öleyim, demir kaygısı değil
Durduğum yer Tur ola, baktığım didar ola
Ne hacet Musa bana, sen ben kaygısı değil
Bu Yunus’u andılar, kervan göçtü dediler
Ben uyuyup kalmışım, kervan kaygısı değil
Cennetten İleri
Sensiz yola girer isem, çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim Sensin, başım götürüp gitmeğe
Gönlüm, canım, aklım, bilim, Seninle karar eder
Can kanadı sevi gerek, uçuben Dost’a gitmeğe
Kendiliğinden geçeni, doğan eder Maşuk anı
Ördeğe, kekliğe salar, süre, irüben tutmağa
Bin Hamza’ca kuvvet vermiş, kadir Çalap aşk erine
Dağları yolundan ırar, kast eder Dost’a gitmeğe
Yüz bin Ferhat, külüng almış kazar dağlar temelini
Kayalar kesip yol eder, ab-hayat akıtmağa
Ab-ı hayatın çesmesi, aşıkların visalidir
Kadehi dolu yürütür, susamışları yakmağa
Aşık mı derim ben ana, Tanrı’nın Uçmağın seve
Uçmak hot bit tuzaktır, eblehler canın tutmağa
Aşık olan miskin olur, hak yoluna teslim olur
Her ne dersen boyun tutar, çare yok gönül yıkmağa
Hakk’ın gerçek aşıkları, istemezler Cennet’leri
Cennet’ten ileri gider, ol makamın tutmağa
Bildik gelenler geçtiler, gördük konanlar göçtüler
Aşk şarabın içen canlar, uymaz göçmeğe, konmağa
Tutulmadı Yunus canı, geçti Tamu’dan, Uçmak’tan
Yola düşüp Dost’a gider, ol aslına uyakmağa
Çıktım Erik Dalına
Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
Bostan issi kakıyup, der ne yersin kozumu
Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
Nedir deyip sorana, bandım verdim özünü
İplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş
Becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini
Bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim
Kırk çift dahi çekmedi, şöyle kaldı yazılı
Bir sinek bir kartalı, salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu
Bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı
Güreşip basamadım, göyündürdü özümü
Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana
Öğlelik yere düştü, bozayazdı yüzümü
Balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe
Leylek koduk doğurmuş, bak a şunun sözünü
Gözsüze çu el eyledim, sağır sözüm anladı
Dilsiz çağırıp söyler, dilimdeki sözümü
Bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum
Öküz issi geldi eydür, boğazladın kazımı
Anda da kurtulmadım, nidesimi bilmedim
Bir çerçi de geldi eydür, kanı aldın gözgümü
Gördüm kaplubağayı, yanın seğirdüpdür gider
Sordum kanda gidersin, Kayseriyedir azimi
Yunus bir söz söylemiş, hiç bir söze benzemez
Münafıklar elinden, örttü mana yüzünü
Çırağıma Kastedenin
Aşkın odu düştü cana, eritti yürek yağını
Kesti hevasetin kökün, oda yandırdı bağını
Kazdı kahır kazmasiyle, canda cefa ocağını
Çaldı nefsin boynuna himmet eri bıçağını
Himmet suyu ile yudu, gönlün evin ap arıca
Hizmet kapısından, ana sundu şükür ayağını
Her kim bize yanı yanar, Hak dileğin versin ana
Urmaklığa kastedenin düşem öpem ayağını
Kim bize taş atar ise, güller nisar olsun ana
Çırağıma kastedenin Hak yandırsın çırağını
Miskin gönlün, aşk elinden iki büküldü vücudu
Tövbe kapısından, sundum ana iman dayağını
Gel imdi miskin Yunus, hevaseti elden bırak
Çalabım, sen ruzi eyle bizi, kanaat bucağını
Dağlar İle Taşlar İle
Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile, çağırayım Mevlam seni
Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile
Abdal olup “Ya Hu” ile, çağırayım Mevlam seni
Gök yüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile
Elimde asa ile, çağırayım Mevlam seni
Derdi öküş Eyyup ile, gözü yaşlı Yakup ile
Ol Muhemmed mahbub ile çağırayım Mevlam seni
Hamd ü şükrullah ile, vasf-ı Kulhüvallah ile
Daima zikrullah ile, çağırayım Mevlam seni
Bilmişim dünya halini, terk ettim kıyl ü kalini
Baş açık ayak yalın, çağırayım Mevlam seni
Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile, çağırayım Mevlam seni
Değilim Kal ü Kıylede
Canem ben andan ezeli eşip geldim
Aşkı kılavuz tutup, ol yola düşüp geldim
Değilim kal ü kıylde, ya yetmiş iki dilde
Yad yok bana bu elde, anda bilişip geldim
Geçtim hotbin elinden, el çektim düğelinden
Ol ikilik belinden, birliğe bitip geldim
Dört kişidir yoldaşım, vefadar razdaşım
Üçle hoştur başım, birini buşup geldim
Ol dördün birisi can;biri din, biri iman
Biri nefsimdürür düşman, yolda savaşıp geldim
Bir kılı kırk yardılar, birin yol gösterdiler
Bu mülke gönderdiler, ol yola düşüp geldim
Aşk şarabından içtim, on sekiz ırmak geçtim
Denizler bendim deştim, ummandan taşıp geldim
Ben andan geldim bunda, yine varurem anda
Ben ana varasımı anda danışıp geldim
Azrail ne kişidir, kast idesi canıma
Ben emanet issi ile, anda bitirişüp geldim
İmdi Yunus’a ne gam, aşık melamet bednam
Küfrüm imana şol edem, anda denişip geldim
Dertliler Bulucağaz
Aldı benim gönlümü, n’olduğumu bilmezem
Yavu kıldım ben beni, isteyip bulımazam
Gönülsüz girdim yola, halim hiç gelmez dile
Bir dem derdim demeğe, dertli bulımazam
Şakirim derdimle, sataştım güle güle
Dertliler bulucağaz, ben beni bulımazam
Eydürler ise bana, senin gönlün kim aldı
Nice haber vereyim, ağlarım eydimezem
Bu benim gönlüm alan, doludur cümle cihan
Kanceru bakar isem, ansız yeri görimezem
Ayık olup oturma, ayık sözün götürme
Severim aşk esrüğün, ben ayık olımazam
Yunus’a kadeh sunuben, Enelhak demin uran
Bir yudum sundu bana, içtim ayılımazam
Dost Elinden Ölürsem
Dost elinden ölürsem, hiç gümansız geru gelem
Ganimet görem bu demi, can şükrane veri gelem
Canın diri tutan kişi, Dost katından ırak düşer
Feda kılam yüz bin canı, ıraklıktan beru gelem
Cercis’leyin ol Dost beni, yetmiş gez öldürür ise
Bin gez dahi ölür isem, yüz bin gez ileru gelem
Yüz bin gez doğam uyagam, Dost burcunda cevlan kılam
Hem Bunda olam, hem Anda, Bunda Anda varı gelem
Yavu kılındım ne çare, yürürem dün gün avare
Sorulara cevap budur, ben esrügem deyu gelem
Bin yıl toprakta yatursam, ben komayam Enelhakkı
Ne vakit gerek olursa, aşk nefesin uru gelem
İnanmayan, gel sinime, Dost adını eyit, kıgır
Kefen donum pare kılup, toprağımdan duru gelem
Bundan böyle n’olasını, değme akil şerh etmeye
Yunus eydür aşıklara, Dost haberin veri gelem
Dünyaya Çok Gelip Gittim
Beni bunda veribiyen, bilir ne işe geldim
Kararım yok dünyada, giderim yumuşa geldim
Dünyaya çok gelip gittim, erenler eteğin tuttum
Kudret ününü işittim, kaynayuben cuşa geldim
Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım
Sırrımı aleme çaktım, bu halka temaşa geldim
Aşık oldum şol ay yüze, nisar oldum bal ağıza
Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim
Ben oldum İdris terzi, Şit oldum dokudum bezi
Davud’un görklü avazı, ah edip nalişe geldim
Musi oldum Tur’a vardım, koç oldum kurbana geldim
Ali olup kılıç saldım, meydana güleşe geldim
Ay oldum aleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım
Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim
Kal-ü kıylden geçenlere, yolda gözün açanlara
Anlayuben seçenlere, vakıa olup düşe geldim
Benim ol dertler dermanı, benim ol marifet kanı
Benim Musi-i-İmrani, Tur dağında aşa geldim
Yolum sana oldu durak, sabakın söyleyendir Hak
Yunus Emre’m dilinde, Hak olup dile düşe geldim
Ebedi Padişah
Ey Padişahı lem yezel
Ey kadir-i hayyu ezel
Kahrında hoş lütfunda hoş
Hoştur bana senden gelen
Ya gonca gül, yahut diken
Ya hilattır, yahut kefen
Narında hoş, nurunda hoş
Miskin Yunus sana kuldur
İster ağlat, ister güldür
İster şad et, ister öldür
Narında hoş, nurunda hoş
Ecel Ere Ölem Bir Gün
Ey yarenler, ey kardeşler, ecel ere ölem bir gün
İşlerime pişman olup, kendüzüme gelen bir gün
Yanlarıma kona elim, söz söylemez ola dilim
Karşıma gele amelim, nittüm ise görem bir gün
Oğlan gider danişmende, saladır dosta düşmana
Şol dört tekbir namaz ile, vaktim tamam kılam bir gün
Beş karış bezdürür, yılan, çiyan yiye tenim
Yıl geçe obrula sinim, unudulup kalam bir gün
Başıma dikeler hece, ne erte bilem ne gece
Alemler ümidi Hoca, sana ferman olam bir gün
Yunus Emre sen bu sözü, dahi tamam etmemişsin
Tek yürüyeyim, neyleyin, üstadıma gelem bir gün
Eğer Yarlığamazsan
Hak Çalabım, Hak Çalabım, Sencileyin yok Çalabım
Günahlarımız yarlığa, ey rahmeti çok Çalabım
Kullar Senin Sen kulların, günahları çok bunların
Uçmağına koy bunları, binsinler Burak Çalabım
Ne Sultan, ne baylardasın, ne köşk ü saraylardasın
Girdin Miskinler gönlüne, edindin durak Çalabım
Ne zühtüm var, ne taatim, ne gücüm, ne takatim
Meğer Senin inayetin, kıla yüzüm ak Çalabım
Yarlığa-gıl Sen Yunus’u, günahlı kulların ile
Eğer yarlığamazsan, key kati firak Çalabım
Elhamdü-Lillah
Hak’tan gelen şerbeti içtik Elhamdü-lillah
Şok kudret denizini geçtik Elhamdü-lillah
Şu karşıki dağları, meşeleri bağları
Sağlık safalık ile, aştık Elhamdü-lillah
Kuru idik yaş olduk, ayak idik baş olduk
Havalandık kuş olduk, uçtuk Elhamdü-lillah
Vardığımız illere, şol sefa gönüllere
Halka Taptuk manisin, saçtık Elhamdü-lillah
Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
Atımız eyerlendi, eştik Elhamdü-lillah
İndik Rum’u kışladık, çok hayr ü şer işledik
Üş bahar geldi, geri göçtük Elhamdü-lillah
Dirfilli pınar olduk, irkildik ırmak olduk
Aktık denize daldık, taştık Elhamdü-lillah
Taptuk’un tapusunda, kul olduk kapusunda
Yunus miskin çiğ idik, piştik Elhamdü-lillah
Elif’ten Be’yi Bilmeyen
Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün
Emanettir kuşça canın, , issi vardır, alır bir gün
Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen
Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün
İşbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan
Elif’ten be’yi bilmeyen, okur kişi olur bir gün
Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller
Sevip kazandığın mallar, varislere kalır bir gün
Yunus Emre’m bunu söyler, aşkın deryasını boylar
Şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün
Eteğin At Edinip
Sen canından geçmeden, canan arzu kılarsın
Belden zünnur kesmeden, iman arzu kılarsın
Men arefe nefsehu dersin illa değilsin
Melaikten yukarı, seyran arzu kılarsın
Tıfl-ı nareste gibi, eteğin at edinüp
Ele çevgan almadan, meydan arzu kılarsın
Bilemedin sen seni, sadefte ne cevhersin
Mısıra sultan iken, Ken’an arzu kılarsın
Yunus imdi her derde, Eyyup gibi sabr eyle
Derde katlanımazsın, derman arzu kılarsın
Evliyalar Alan Dünyasın
Bilirim seni yalan dünyasın
Evliyaları alan dünyasın
Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı
Şahin kanadın kıran dünyasın
Sevdiğim aldın beni aldattın
Dönüp yüzüme gülen dünyasın
Süleyman tahtın sen viran kıldın
Masumlar boynun buran dünyasın
Dünya, bununla yedi gez doldu
Ahır bizden de kalan dünyasın
Aşık Yunus, sema’la çarh urur
Bu çarhımızı bozan dünyasın
Gayri Yüze Nice Bakar
Acep değil deli olsa aşk oduna yanan kişi
Aşka yakın yürümesin iyi adın sanan kişi
Kim sakınır iyi adın, bıraksın elden aşk odun
Tezcek yoldurur kanadın, daldan dala konan kişi
Saldı beni uzak yola, şol gözlerim dola dola
Dertli halinden ne bile, yüreği sağ olan kişi
Aşıklar geçer arından, dönmez olur ikrarından
Şimdi ayrılmış yarından, yalan dava kılan kişi
Yürek yanar, yaşım akar, şu gözlerim yola bakar
Gayri yüze nice bakar, Hak cemalin gören kişi
Gözüm pınar olmuş akar, şol zarim ki Arşa çıkar
Mahv eyleyip varın yakar, masivayı koyan kişi
Yunus kodu yola başı, urur müddeiler taşı
Hiçtir münafıkın işi, gelsin aşka doyan kişi
Geçer Bu Eyyamlar
Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Hakkın doğru yollarına gitmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Sen asan et doğru yolca gitmeğe
Varıp anda, kara yere yatmağa
Geceler supha dek, tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Aldatmasın seni dünya sefası
Giyesin kefen, koyasın libası
Vücudun şehrinde, ruhun hüması
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Türlü donlar ile, kendin bezersin
Kitaplar okuyup, sözler yazarsın
Bildim dersin, niçil gafil gezersin
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar
Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar
Nasihatim budur size dervişler
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Gel Gör Beni Aşk Neyledi
Baştan Ayağa Yareyim ( Gel gör beni aşk neyledi )
Gönlüm düştü bu sevdaya
Gel gör beni aşk neyledi
Başımı verdim kavgaya
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akilim ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluben yürürüm
Dostu düşümde görürüm
Uyanır melul olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Aşkın beni mest eyledi
Aldı gönküm hasteyledi
Öldürmeğe kast eyledi
Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akan sulayın çağlarım
Dertli yüreğim dağlarım
Yarim için ben ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Benzim sarı, gözlerim yaş
Bağrım pare, ciğerim baş
Halden bilen dertli kardaş
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
Gelen Geçer, Konan Göçer
Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar
Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar
Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer
Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar
Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar
Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar
Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak
Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar
Nice cem’ettin ise mal, alır varislerin filhal
Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar
Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir
Helal ise sualindir, anadur ölümün zinhar
Kalır ayruklara malın, seninle gider amalin
İrişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar
Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde
Sevap işleyu gör bunda, anadur ölümün zinhar
Günahkarsın günahın çok, günah için bir ahın yok
Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar
Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi
Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar
Gelmez İse
Ol Dost bize gelmez ise
Ben Dost’a geru varayım
Çekeyim cevr ü cefayı
Dost yüzün görüvereyin
Sermaye bir avuç toprak
Anı dahi aldı bu aşk
Ne sermaye var, ne dükkan
Bazara neye varayın
Kurulmuştur dükkan bazar
Dost içine girmiş gezer
Günahım çok gönlüm sezer
Ben Dost’a çok yalvarayın
Gönlüm eydür Dost benimdir
Gözüm eydür Dost benimdir
Gönlüm eydür göze sabret
Bir dem haberin sorayın
Hak nazar kıldığı cana
Üş bin gözle bakmak gerek
Ana kim Ol nazar kıla
Ben anı nice yereyin
Taptuk’um eydür Yunus’a
Bu aşk Hakk’a erse gerek
Kamulardan ol yücedir
Ben ana nice varayın
Ger Taş İsen Eriyesin
Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri
Ger taş isen eriyesin, bakıp görücek bunları
Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları
Son ucu bir gömlek imiş, anında yoktur yenleri
Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen
Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri
Bunlar geri gelmeyeler, zühd ü taat kılmayalar
Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları
Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler
Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları
Bunlar bir vakt beyler idi, kapıcılar korlar idi
Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangidir ya kulları
Ne kapı vardır giresi, ne yemek varır yiyesi
Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri
Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala
Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları
Gerçek Erin Halini
Yalan söyler görmeyen, haberi gören bilir
Gerçek erin halini, yolda can veren bilir
Tatma gönülde kini, hoş tutgönülde miskini
Dünya ahiret ekini, ekip götüren bilir
Ademin toprağın dört ferişte götürdü
Suyunu neden kattı, yapıp yuğuran bilir
İsrafil ü Azrail, Mikail ü Cebrail
Kıyamet ne gün kopar, yarın sur uran bilir
Dokuz kırk yaşayan eylenmedi dünyada
Saati bir dem imiş, sohbeti süren bilir
Ölmez dirliği bulduran, evliya sohbetidir
Yunus dahi bilmezse, okunan Kur’an bilir
Gördü Gözüm
Ey aşıklar, ey aşıklar, aşk mezheb ü dindir bana
Gördü gözüm Dost yüzünü, kamu yas düğündür bana
Ey Padişah ey Padişah, üş ben beni verdim Sana
Genc-ü hazinem kamusu, Sensin benim önden sona
Evvel dahi bu akl ü can, Senin ile ey asl-i kan
Ahır yine Sensin mekan, üş varurem Senden yana
Senden Sana varır yolum, Senden Seni söyler dilim
İlle Sana ermez elim, bu hikmete kaldım tana
Ayruk bana ben dimeyem, kimesneye sen dimeyem
Bu kul, o sultan dimeyem, işitenler kalsın tana
Dost aşkına ulaşaldan, dünya Ahiret bir oldu
Ezel ebed sorar isen, dünle bü gündür bana
Ayruk bize yas olmıya, gönlümüzde pas olmıya
Zira Haktan gelen avaz, savulmaz düğündür bana
Ben aşkımdan ayrılmıyam, dergahından ırılmıyam
Benden dahi gider isem, Seninle varam Sana
Ol Dost beni veribidi, var dünyayı bir gör dedi
Geldim gördüm hoş arayiş, Seni seven kalmaz ana
Kullarına vad eyledi, yarınki gün görnem dedi
Ol Dostların sevindiği, yarınım bu gündür bana
Bu ah ile, bu zar ile, bu hikmeti kim ne bile
Bilse dahi gelmez dile, tuttum yüzüm Senden yana
Sensin bana can ü cihan, Sensin bana genc-i nihan
Senden dürür assı ziyan, ne iş gele benden bana
Yunus Sana tuttu yüzün, unuttu cümle kendüzin
Cümle Sana söyler sözün söz söyleten Sensin ana
Gördüğüm Seni Sanayım
Şöyle hayran eyle beni, aşkın oduna yanayım
Her kanceru bakar isem, gördüğüm Seni sanayım
Hem beni okur Sübhanım, eşiğindir dün gün yönüm
Anda çıkar benim günüm, bunda neye eyleneyim
Yedi Tamu dedikleri, katlanmaya bir ahıma
Sekiz Uçmak aldamaya, bunda neye aldanayım
Yüz bin huri gelir ise, aldanmaya bu canımı
Aşkın gönlüm yağmaladı, Senden nice usanayım
Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın
Hergiz bilinmez mekanın, seni kanda arayayım
Her dem söylenir haberin, hergiz bulunmaz eserin
Götür yüzünden perdeyi, didarına göyünayım
İlm ü hikmet okuyanlar, aşktan fakirdürür bunlar
Mansur oldum asın beni, hep dillerde söyleneyim
Yunus demedi bu sözü, cana doldu Dost özü
Kördür münafıkın gözü, ya ben nicesi göstereyim
Göz Açıp Yummuş Gibi
Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir, şol göz açıp yummuş gibi
İşbu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin adem oğlanını, benzetmişler ekinciye
Kimi biter, kimi yiter, yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye, yanar içim, göyner özüm
Yiğit iken ölenlere, gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele, hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise
Yarın anda karşı gele, hulle donun biçmiş gibi
Yunus Emre, bu dünyada, iki kişi kalır derler
Meğer Hızır İlyas ola, ab-ı hayat içmiş gibi
Gözüm Seni Görmek İçin
Gözüm seni görmek için, elim Sana ermek için
Bugün canım yolda kodum, yarın Seni bulmak için
Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin
Arz eyleme Uçmağını, hiç arzum yok Uçmak için
Benim Uçmak neme gerek, hergiz gönlüm ana bakmaz
İşbu benim zariliğim, değildürür bir bağ için
Uçmak Uçmağım dediğin, müminleri yiltediğin
Bir ev ile birkaç huri, hevesim yok koçmak için
Bunda dahi verdin bize, ol hurilerden çift helal
Andan dahi geçti arzum, arzum Seni görmek için
Sofulara ver Sen anı, bana Seni gerek Seni
Ben nice terk idem Seni, şol bir ala çardak için
Yunus hasretdürür Sana, hazretini göster ana
İşin zulüm değildürür, dat eyleğil varmak için
Gündüzler Olmuş Gece
Yer yüzünde gezer idim, uğradım milketler yatır
Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır
Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece,
Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır
Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri
Bülbüle benzer dilleri, danişment alimler yatır
Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar
Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır
Atalarının izi tozlu, enginleri dürlü donlu
Hüküm eder ay ü güne, şol usullü beyler yatır
Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dayelu
Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır
Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi
Ayrılmışlar;anaları, sinlerini bekler yatır
El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu
Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır
Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin
Bir nicesi yeni gelin, ak değirmi yüzler yatır
Güzel Kabetullah
Hak müyesser etse de varsam
Güzel Kabetullah sana
Bakuben hayranın olsam
Güzel Kabetullah sana
Kara donuna bürünür
Arş’la beraber görünür
Sana varmayan yerinür
Güzel Kabetullah sana
Gümüşten kapı açmışlar
Mermerlerle döşemişler
Altın kuşak kuşatmışlar
Güzel Kabetullah sana
Kabenin çevresi dağlar
Didar görmüş sular çağlar
Aşık Yunus durmaz ağlar
Güzel Kabetullah sana
Hakikatin Kafiri
Söylememen harcısı, söylemeğin hasıdır
Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır
Gönüllerin pasını ger sileyim der isen
Şol sözü söylegil kim, ol söz hülasasıdır
Kulil hak dedi Çalap, sözü doğru deyene
Bugün yalan söyleyen, yarın utanasıdır
Cümle yaradılmışa, bir göz ile bakmayan
Şer’in evliyasıysa hakikatte asidir
Şeriat haberini şerh ile eydem işit
Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır
Ol geminin tahtası ne denlu muhkem ise
Deniz mevci kati olucak uşanasıdır
Bundan içeru haber işit, edeyin ey yar
Hakikatin kafiri, şer’in evliyasıdır
Biz talib-i ilmiz, aşk kitabın okuruz
Çalap müderris bize, aşk hot medresesidir
Evliya safa nazar ideli günden beru
Hasıl oldu Yunus’a her ne kim olasıdır
Her Dem Yeni Dirliktedir
Bir gez yüzün gören kişi, ömrü geçe unutmıya
Tesbihi sen olasın, dilinde ayruk nesne eyitmiye
Namaza duran zahidin gözleri Seni görürse
Unuda tesbihini, mihraba secde etmiye
Ağzına şeker aluben, gözleri Sana tuş olan
Unuda ol şekerini, ayruk, çiğneyip yutmıya
Ben Seni sevdiğim için baha derler ise
İki cihan milkin virem, dahi bahası yetmiye
İki cihan dopdolu, bağ ü bostan olursa
Senin kokundan yahşi gül bostan içinde bitmiye
Gül ü reyhanın kokusu, aşıklara maşuk yeter
Aşık olanın maşuku hergiz üğünden gitmiye
İsrafil surun urucek mahlukat duru gelicek
Senin ününden artık, hiç kulağım işitmiye
Zühre yere inübeni sazın nuvaht eylerse
Aşıkın işreti Sensin, gözü ol yana gitmiye
Nider aşık hanımanı, ya sensiz iki cihanı
İki cihan feda Sana, kimesne güman dutmıya
Sekiz Uçmağın hurisi, eğer bezenüp geleler
Gönlüm sevdiğinden özkeyi hiç kabul etmiye
Ahirette ne ola kim, dünyada ol olmıya
Huri gılman gelicek, aşık elin uzatmıya
Yunus seni sevelden, beşaret oldu canına
Her dem yeni dirliktedir, hergiz ömrün eksitmiye
Her Kaçan Anarsam Seni
Her kaçan anarsam Seni kararım kalmaz Allahım
Sendem gayrı gözüm yaşın, kimseler silmez Allahım
Sensin ismi baki olan, Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan, kendini bilmez Allahım
Sen yarattın cism ü canı, Sen yarattın bu cihanı
Milk Senindir kerem kanı, kimsenin olmaz Allahım
Okunur dilde destanın, açılır bağ ü bostanın
Sen baktığın gülistanın, gülleri solmaz Allahım
Aşkın bahrına dalmayan, canını feda kılmayan
Senin cemalin görmeyen, meydana gelmez Allahım
Zar olur aşıkın işi, durmaz akar gözü yaşı
Senden ayrı düşen kişi, didarın görmez Allahım
Aşık Yunus Seni ister, lütf eyle cemalin göster
Cemalin gören aşıklar, ebedi ölmez Allahım
Hey Benim Ömrüm Kuşu
Hey benim ömrüm kuşu, kande varasın bir gün
Ecel arayı görür, ele giresin bir gün
Gele göğsüne kona, tenin tutuşa yana
Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün
Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları
Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün
Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler
Soyalar donlarını, uryan olasın bir gün
Tap tımar eyle tene, yarar eyle bu cana
Şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün
Münkerle Nekir gele, gele karşında dura
Dilince sual sora, cevap veresin bir gün
Aşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin
Erenler meclisine, girmez olasın bir gün
Hiç Gönlüne Gele Mi
Ne acep olur şu adem oğlanı
Öleceğin hiç gönlüne gele mi
Azrail kaynağın urup canına
Alacağın hiç gönlüne gele mi
Azrail alır bu cümle canları
Toprağa düşürür nazik tenleri
Geyireler sana yensiz donları
Giyeceğin hiç gönlüne gele mi
Gelir növbetin dolanı dolanı
Ağlasana sen bulanı bulanı
Halkın önünde beğeni beğeni
Yunacağın hiç gönlüne gele mi
Gece gündüz zikreylesin dilimiz
Gizli değil, ayan Sana halimiz
Karanlık kabirde bir gün yalınız
Kalacağın hiç gönlüne gele mi
Yunus Emre’m eydür hele burada
Heman ömrüm zayi geçti arada
Yarın Hak yanında yüzü karada
Olacağın hiç gönlüne gele mi
Huri İle Gılmanı
Ben dervişim deyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir
O da gölgedir deyu, ta’n eylemen hocalar
Hatırımız hoş olsun, biraz yanasım gelir
Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir
Andan Cennete varam, Cennette huriler görem
Huri ile gılmanı, bir bir koçasım gelir
Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker, bir Molla Kasım gelir
İlminde Gark Olalı
İlminde gark olalı üş ben beni bilimezin
Dille söyleyüben vasfına iremezin
Sıfatın gelmez dile, kandalığın kim bile
Sun’un saymak dille, ben hiç kadir olumazın
Hem evvelsin, hem ahır, kamu yerlerde hazır
Hiç mekam yoktur Sensiz, ben niçin görimezin
Görmedim deli oldum, yanıldım günah kıldım
Ussum, aklım aldırdım, esridüm ayılmazın
Çünkü beni esrittün, can ü gönül ilettün
Ayırma beni senden, biliştim yad olmazın
Bana canı sen verdin, Azraile buyurdun
Senden artuk kimseye, emaneti vermezin
Ey Yunus’un yaradan, götür hicabı aradan
Sadıkım yolunda ben, yalan dava kılmazın
İncil İle Kur’anı
Mana denizine daldık, vücut seyrini kılduk
İki cihan serteser, cümle vücutta bulduk
Gece ile gündüzü, gökte yedi yıldızı
Levhte yazılan sözü, cümle vücutta bulduk
Musa’nın çıktığı Tur’u, gökteki Beytülmamuru
İsrafil’deki Suru, cümle vücutta bulduk
Tevrat ile İncil’i, Furkan ile Zebur’u
Kur’andaki Ayeti nuru, cümle vücutta bulduk
Yüce görünen gökleri, göklerdeki melekleri
Yetmiş bin hicapları, cümle vücutta bulduk
Yedi göğü, yedi yeri, bu dağları, denizleri
Uçmak ile Tamu’yu, cümle vücutta bulduk
Yunus’un sözleri hak, cümlemiz dedik sadak
Kanda istersen anda bak, cümle vücutta bulduk
İşidirdim Sözünü
İşbu vücudum şehrine, bir dem giresim gelir
İçindeki Sultanın, yüzün göresim gelir
İşidirim sözünü, görümezem yüzünü
Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir
Ol Sultanın halvetinin, yedi hücresi vardır
Yedisinden içeri, varıp giresin gelir
Her kapıda bir kişi, yüzbin çerisi vardır
Aşk kılıcın kuşanıp, cümle kırasım gelir
Erenlerin sohbeti arttırır marifeti
Bi dertleri sohbetten, her dem süresim gelir
Leyli vü mecnun benem, Şeyda-yi Rahman benem
Dost oldu bize mihman, bunca yıl bunca zaman
Gerçek İsmail’leyin, kurban olasım gelir
Erenlerin nazarı toprağı gevher eyler
Erenler kademinde, toprak olasım gelir
Miskin Yunus’un nefsi, dört tabiat içinde
Aşkla can sırrına, pinhan varasım gelir
Kabre Vardığım Gece
Ya Rab n’ola halim, kabre vardığım gece
Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece
Ya Rabbena yandırma, günahlara bandırma
Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece
Ya Rabbena hayr eyle, Muhammed’e yar eyle
Kabrimizi nur eyle, kabre vardığım gece
Ya Rabbena tuş eyle, imanı yoldaş eyle
Muhammed’e eş eyle, kabre vardığım gece
Ya Rabbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürtme
Zebaniler üşürme, kabre vardığım gece
Ya Rabbena eşimden, eşimden yoldaşımdan
Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece
Derviş Yunus’un sözü, kan ağlar iki gözü
Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece
Kaçan Suna Azrail El
Acep değil senin için, bir can feda kılur isem
Senin varlığın can yeter, hoştur cansız kalır isem
Senin derdin olmasa sözüm acep kelecidir
Ne canım var, ne eydürem bir dem sensiz olur isem
Nice ki ben seni sevem, ecel eri ermeyiser
Kaçan suna Azrail el, ben seni canlanır isem
Ger suretim düşer ise, nice zeval ere bile
Ol kadimi kimse venin, nice düşüp durur isem
Dahi Elestü belirmeden, ben aşıktım sen Maşuk
Gözüm yüzüne tutam, yüz bin kaba girer isem
Dahi cihana gelmeden, canım seni sever idi
Minnet değil Yunus, sana nice tapu kılur isem
Kan Yaş Akıtır Aktan Karadan
Ayırma beni Senden Yaradan
Düşer ölürüm ben bu yaradan
Öldüğüm için gam mi çekerim
Alır canımı bir gün Yaradan
Öldü diyeler, kaydım yiyeler
Bir kuş oluben, çıkam aradan
Ağlama derim şol gözlerime
Kan yaş akıtır, aktan karadan
Varam kul olam şeyh eşiğinde
Hırka dikinem bin bir pareden
Derviş Yunus’un maksudu budur
Alıp şeyhini çıka aradan
Kani Armağanın
Ecel oku erdi cana, kafle göçtü dur deyeler
Gafil olan yolda kalır, tez yarağı gör deyeler
Anmaz idim ol Sultanı, ne işe gönderdi beni
Emanet verilen canı, gel issine ver deyeler
Çün can bedenden çekile, şol elif kamet büküle
Gözünden gevher döküle, gel merteben sor deyeler
Şöyle yürürken naz ile, adın deftere yazıla
Kara yerde ev düzile, gel günahkar gir deyeler
Kabrin sual eder sana, kani armağının bana
Armağansız gelen bunda, yılan çiyan yer deyeler
Münafıkın aklı şaşa, Rabbim bilmem deye haşa
Kabir dar ola kavuşa, Hak buyurdu kır deyeler
Mü’min olan gele dile, cevap vere güle güle
Cennet’ten huriler gele, kabrin dolu nur deyeler
Yunus sabret bu mihnete, bir gün eresin rahate
Yine Hakkın lütfu yete, gel Cennet’e gir deyeler
Kapıda Kaldı Şeriat
Aşk imamdır bize, gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü, daimdir salat
Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı
Anınçün, kapıda kaldı şeriat
Gönül secde kılar, dost mihrabında
Yüzün yere vurup, kılar münacat
Kim ola dost ile, bu demde halvet
Şeriat der, sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim, ede hiyanet
Erenler nefesidir devletimiz
Anınla fitneden olduk selamet
(Beli) kavlin dedik evvelki demde
Henüz bir demdir, ol vakt ü bu saat
Derildi beşimiz, bir vakte geldi
Beşi bir eyleyip, kim kıla taat
Biz kimse dinine hilaf demezüz
Din tamam olıcak doğru muhabbet
Doğruluk bekleyen dost kapısında
Gümansız ol bulur ilahi devlet
Yunus ol kapıda kemine kuldur
Ezelden ebede dekdür bu izzet
Kara Toprağın Altında
Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm
Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm
Çürümüş, toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan
Boşanmış damariakmış kan, batmış kefenleri gördüm
Yıkılmış sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş
Kamu endişeden kalmış, ne düşvar halleri gördüm
Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş
Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm
Kimisi zevk ü işrette, kimi saz ü beşarette
Kimi bela vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm
Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler
Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm
Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış
Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm
Kimi zari kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar
Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm
Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi
Aklım vardı, bilim şaştı;nitekim şunları gördüm
Kördür Münkirin Gözü
Miskinlikte buldular kimde erlik var ise
Merdivenden iterler, kim yüksekten bakar ise
Gönlü yüksekte gezer, dembedem yoldan azar
Dış yüzüne ol sızar, içinde ne var ise
Ak sakallı bir koca, bilmez ki hali nice
Emek yemesin hacca, bir gönül yıkar ise
Sağır işitmez sözü, gece sanır gündüzü
Kördür münkirin gözü, alem münevver ise
Gönül Çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim bir gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan, ayruğa da anı san
Dört kitabın manası, budur eğer var ise
Manada götürmüşler, kardaştan yar yeğrektir
Oğuldan dahi tatlı, eğer doğru yar ise
Gördün yarin doğrudur, baş kogil ayağına
Çıkar ciğerin yedir, eğer çaren var ise
Gördün yarin eğridir, nen var ise ver kurtul
Ululardan öğüttür, işittiğin var ise
Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür
Bilire bir söz yeter, sende güher var ise
Bildik gelenler geçmiş, konanlar geri göçmüş
Aşk şarabından içmiş, kim mana duyar ise
Yunus yoldan ırmasın, yüksek yere durmasın
Sinle sırat görmesin, sevdiği didar ise
Korktuğumla Yar Oldum
Nitekim ben beni bildim, yakın bil kim Hakk’ı buldum
Hakk’ı buluncaydı korkum, şimdi korkudan kurtuldum
Ayruk düşünmez korkmazam, bir zerrece kayurmazam
Ben şimdi kimden korkayım, korktuğum ile yar oldum
Azrail gelmez canıma, sorucu gelmez sinime
Bunlar beni ne sorsunlar, anı sorduran ben oldum
Ya ben onca kaçan olam, ol buyruğunu buyuram
Ol geldi gönlüme doğdu, ben ana bir kan oldum
Aşklılar bizden alalar, aşksızlar hot ne bileler
Kimler ala kimler vere, ben bir ulu dükkan oldum
Yunus’a Hak açtı kapu, Yunus Hakk’a kıldı tapu
Baki devlet benimkiymiş, ben kul iken sultan oldum
Medet
Ey canıma cananım, ey derdime dermanım
Alemlere sultanım, medet Allah’ım medet
Bu derdim onmaz gibi, Azrail gülmez gibi
Umduğum olmaz gibi, medet Allah’ım medet
Dünyayı baki sandım, gaflet içinde kaldım
Ölüm var imiş bildim, medet Allah’ım medet
Gene zari kılayım, Çalabıma yalvarayım
Allah’a sığınayım, medet Allah’ım medet
Aşık Yunus kıl zari, günahın yuğsun Bari
Göresin Peygamberi, medet Allah’ım medet
Muhammed
Canım kurban olsun Senin yoluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Şefaat eyle bu kemter kuluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Mümin olanların çoktur cefası
Ahirette olur zevk ü safası
On sekiz bin alemin Mustafa’sı
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Yedi gökleri seyran eyleyen
Kürsi’nin üstünde cevlan eyleyen
Miraçta ümmetini dileyen
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Aşık Yunus n’eder dünyayı Sensiz
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümansız
Sana uymıyanlar gider imansız
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Ne Gülmen Gülmektir
Ey aşk eri aç gözünü, yer yüzüne eyle nazar
Gör bu latif çiçekleri, bezenüben geldi geçer
Bunlar böyle bezenüben, Dost’tan yana uzanuben
Bir sor Ahi sen bunlara, kancerudur azm-i sefer
Her bir çiçek bin naz ile, öğer Hakkı nazar ile
Bu kuşlar hoş avaz ile, ol Padişahı zikr eder
Öğer anın kadirliğin, her bir işe hazırlığın
İlle ömrü kasırlığın, anıcağız benzi solar
Rengi döner günden güne, toprağa dökülür gene
İbretdürür anlayana, bu ibreti arif duyar
Ne bilmegün bilmekdürür, ne gülmegün gülmekdürür
Son menzilin ölmekdürür, duymadınsa aşktan eser
Ger bu sırrı duyaydın, ya bu gamı yiyeydin
Yerinde eriyeydin, gideydi senden bu kar-ü bar
Bildik gelen geçer imiş, bildik konan göçer imiş
Aşk şarabın içer imiş, bu manadan her kim duyar
Yunus bu sözleri ko gil, kendüzünden elin yu gil
Senden ne gele bir de gil, çün Hak’tan gelir hayr ü şer
Ne Oldu
İster idim Allah’ı, buldum ise ne oldu
Ağlar idim dün ü gün, güldüm ise ne oldu
Erenler meydanında, yuvarlanır top idim
Padişah çevganında kaldım ise ne oldu
Erenler meclisinde deste kızıl gül idim
Açıldım, ele geldim, soldum ise ne oldu
Danişmentler, alimler medresede bulduyse
Ben harabat içinde buldum ise ne oldu
İşit Yunus’u, işit üş, yine deli oldu
Erenler manasına daldım ise ne oldu
Ne Söylerler, Ne Bir Haber Verirler
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Üzerinde, türlü otlar bitenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Kimisinin üstünde biter otlar
Kiminin başında sıra serviler
Kimi masum, kimi güzel yiğitler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış, tatlı dilleri
Gelin, duadan unutman bunları
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Yunus der ki, gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Ne Verir isen Elin ile
Eğriliğin koyasın, doğru yola gelesin
Kibr ü kini çıkargil, erden nasip alasın
Ne verir isen elin ile, şol varır senin ile
Ben disem inanmazsın, varıcağaz bulasın
Gönülde pas oturur, anda seni yitürür
İçeru Şah oturur, girmezsin kim göresin
On ikidir hücresi, dervazesi yedidir
Anda iki dilber var, bilmezsin ki sorasın
Biçare miskin Yunus, aşktan dava kılırsın
Dost’tan haber gelicek, yüz sürüyü varasın
Nideyim Gönlümü
Nideyim gönlümü aşktan usanmaz
Varır aşka düşer, hiç bana tınmaz
Döner gönlüm bana öğüt verir hoş
Aşık olan kişi, aşktan usanmaz
Aşık cana kaldı, aşık olamaz
Can terkin urmayan Maşuk’a ermez
Aşık bir kişidir, bu dünya malın
Ahiret gussesin bir pula saymaz
Aşık öldü deyu sala verirler
Ölen hayvan olur aşık olmaz
Bu dünyadan ahiretten içeru
Aşıkın yeri vardır kimseler bilmez
Aşıklar meydanı Arştan yücedir
Çalarlar çevganı topu belirmez
Yunus bu tevhitte mahiv oldukça
Gene gelmekliğe aklı belirmez
Ol Sahib-i Kur’an Benem
Ol kadir-i kün feyekün, lütf edici Sübhan benem
Kesmeden rızkını veren, cümlelere Sultan benem
Nutfeden adem yaratan, yumurtadan kuş türeten
Kudret dilini söyleten, zikr eyleten Sübhan benem
Kimisini zahit kılan, kimisine füsk işleten
Ayıplarını örtücü, ol delil ü bürhan benem
Benem ebet, benem beka, ol kadir-i hak mutlaka
Yarın hızır ola saka, anı kılan gufran benem
Ete;deri sügük çatan, ten perdelerini tutan
Kudret işim çoktur benim, hem zahir ü ayan benem
Hem batınem hem zahirem, hem evvelem, hem ahırem
Bu cümlesini yaratıp, tertip eden Yezdan benem
Yoktur anda tercüman, andaki iş bana ayan
Bin bir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kur’an benem
Sakıngıl
Mana eri bu yolda melul olası değil
Mana duyan gönüller, gergiz ölesi değil
Ten fanidir, can ölmez, çün gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil
Gevher seven gönüller, yüz bin yıl arar ise
Haktan nasip olmasa, hergiz bulası değil
Sakıngil yarin gönlün, sırçadır sımayasın
Sırça sındıktan geru, bütün olası değil
Çeşmelerden bardağın, doldurmadan kor isen
Bin yıl durursa, kendüzünden dolası değil
Şol Hızır’la, şol İlyas, ab-ı hayat içtiler
Bir kaç yıllar içinde, bunlar ölesi değil
Yarattı Hak dünyayı, Peygamber dostluğuna
Dünyaya gelen gider, baki kalası değil
Yunus gözün görürken, yarağın eyleyu gör
Gelmedi anda varan, geri gelesi değil
Şekeri Ayruğa Sunup
Dost ilinin haberin disem işide misin
Yoldaş olup ol yola sen bile gide misin
Ol ilin bağı olur, şerbeti ağu olur
Kadeh dutmaz ol ağu, nuş edip yuda mısın
Ol elin zevadesi, cefa duta gidesi
Şekeri ayruğa sunup, sen ağu tada mısın
Ol ilde ay gün olmaz, ay gün gedilip dolmaz
Tertipler terk idüben, hisabın unuda mısın
Senlik benlik terk edip, yokluk eline gidip
Aşktan içip esriyip, varlık terk ede misin
İşbu tenin tertibi od ü yel, toprak, sudur
Yunus sen gör özünü, suda, toprakta mısın
Sen Viran Olmayınca
Gönül kanda dolana, maşukun bulmayınca
Kişi aşık mı olur gönülsüz kalmayınca
Gönüldür anan Onu, esir eyleyen seni
Kimi azat eylersin, sen azat olmayınca
Boynu zincirli geldik, key kati esir olduk
Er nazar eylemedi halimiz bilmeyince
Bir yandan överler, aylak nesne verirler
Bahasın ne bilesin, sen satın almayınca
Bahası canın anın, mal ile davar değil
Sevdik mi ele girer, sevdikler vermeyince
Dostu kande bulasın, sende durmak ile sen
Ol imaret eylemez, sen viran olmayınca
Sözü Yunus’tan işit, kibir kılma tut öğüt
Ol seni sora gelmez, sen yavu varmayınca
Seni Haktan Yığanı
Seni Haktan yığanı her ne ise ver gider
Ne beklersin bu teni, sinde kurt kuş yer gider
Ölene bak gözün aç, dökülür sakal-ü saç
Yılan çiyan gelir aç, yiyup içip sır gider
Bize bizden ulular, pek de güzel hulular
Şol iyi amelliler haber söyler der gider
Kesgil haramdan elin, çekgil gıybetten dilin
Azrail el atmadan bu dükkanı der, gider
Ecel erer kurur baş, tez tükenir uzun yaş
Düpdüz olur dağ ü taş, gök dürülür, yer gider
Çün can ağar Hazret’e, yarar et ahirete
Tanla duran taate, Tanr’evine er girer
Miskin Yunus ölücek, sini nurla dolucak
İman yoldaş olucak, Ahirete şir gider
Senin Kokun Duydu Canım
İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
Yavu kılayum ben beni, isteyuben bulmayayım
Al gider benden benliği, doldur içime şenliği
Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim
Şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü
Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım
Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın
Hergiz belirmez mekanın, seni kande isteyeyim
Aşkın bir od urdu cana, üs yürürem yana yana
Ciğerim gark oldu kana, nice zari kılmayayım
Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim
Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım
Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle
Bari yanayım dert ile, ben dillere gelmeyeyim
Mansur um çek dara beni, ayan göster anda seni
Kurban kılayum bu canı, aşka münkir olmayayım
Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı
Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım
Sensin Bize Bizden Yakın
Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir
Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir
Sen eyittin ey Padişah, yehdillahü limen yeşa
Şerikin yok senin haşa, şuçlu kimdir ikap nedir
Levh üzere kimdir yazan, azdıran kim, kimdir azan
Bu işleri kimdir düzen, bu suale cevap nedir
Rahimdürür senin adın, rahimliğin bize dedin
Mürşitlerin mücdeledi, lataknetu hitap nedir
Bu işleri sen bilirsin, sen verirsin, sen alırsın
Ne kim kıldım çün bilirsin, ya bu soru hisap nedir
Kani bu mülkün sultanı, bu ten ise kani canı
Bu göz görmek diler anı, bu mebde ü mead nedir
Yunus bu göz anı görmez, görenler hot haber vermez
Bu menzile akıl ermez, bu kovduğun serap nedir
Şol Benim Şeyhimi
Şol benim Şeyhimi görmeğe kim gelir
Zevk ile safalar sürmeğe kim gelir
Şeyhimin illeri, uzaktır yolları
Açılmış gülleri dermeğe kim gelir
Şeyhimin özünü, severim sözünü
Ol mubarek yüzünü, görmeğe kim gelir
Şeyhimin ilini, sorarım evini
Ol sebepli elini öpmeğe kim gelir
Şeyhimin ilinde, asası elinde
Şeyhimin yolunda, ölmeğe kim gelir
Aht ile vefalar, zevk ile safalar
Bu yolda cefalar çekmeğe kim gelir
Şeyhimim şem’ine bu canım pervane
Saladır aşıklara, yanmağa kim gelir
Hak için malını, hep vere varını
Aşk için arını, atmağa kim gelir
Şehidin donunu, yumazlar kanını
Dost için canını vermeğe kim gelir
Ah ile göz yaşı, Yunus’un haldaşı
Zehrile pişen aşı, yemeğe kim gelir
Şol Cennet’in Irmakları
Şol cennet’in ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Salınır Tüba dalları
Kur’an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu
Kimi yiyip kimi içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris Nebi hulle biçer
Biçer Allah deyu deyu
Altındadır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyu deyu
Aydan arıdır yüzleri
Misk ü amberdir sözleri
Cennet’te huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Hakka aşık olan kişi
Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu
Ne dilersen Hak’tan dile
Kılavuzla gir doğru yola
Bülbül aşık olmuş güle
Öter Allah deyu deyu
Açıldı gökler kapısı
Rahmetle doldu hepisi
Sekiz cennet’in kapısı
Açılır Allah deyu deyu
Rıdvan-dürür kapı açan
İdris-dürür hülle biçen
Kevser şarabını içen
Kanar Allah deyu deyu
Miskin Yunus var Yarına
Koma bu günü yarına
Yarın Hakk’ın divanına
Varam Allah deyu deyu
Şol Göz ki Seni Gördü
Şol göz ki Seni gördü, ol neye nazar etsin
Şol can ki Seni duydu, tende ne karar etsin
Aşkına düşen aşık, derdine yanar dün gün
Vaslındır ana derman, hekim ne tımar etsin
Aşkın ezeli Hacem, yoklukta komuş varın
Bu remzi duyan aşık, yokluğu şikar etsin
Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın
Vasfın kaleme gelmez, dil kanda şümar etsin
Gerçek Şaha kul olan, gönlünü Sana veren
Seni kendinde bulan, kanceru sefer etsin
Bu çeşniyi tadana, kim ne vereler kana
Derdine düşen cana, hekim ne tımar etsin
Bu sırrı duyan kani, ger aşık ise canı
Açıldı gevher kanı, alana haber etsin
Çün aşkın ola emelim, sürüle gönülden gamım
Vaslına eren bir dem, bin canı nisar etsin
İmdi ki Yunus kalmış Hazret’e yüzü kara
Bir nesnesi yok müflis, neyile bazar etsin
Şol Kahr İle Kazandığın
Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek
Senin dileğinle değil, naçardır, ne etmek gerek
Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları
Akil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek
Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe
Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek
Kudret kandilinden senin, destur ile indi canın
Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek
Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işidirsin
Hiç bilmezsin ma’na nedir, nedilde çağırmak gerek
Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine
Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek
Yunus;şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme
Ol padişah hazretine, görklü meta’iltmek gerek
Son Ucu
Sen bu cihan mülkünü Kaftan kafa tuttun tut
Ya bu alem malını oynayuben yuttun tut
Süleyman’ın tahtına şah olup oturdun bil
Dive, periye düpdüz hükümleri ettin tut
Fir’avn’ın hazinesin, Nüşirevan’ın genciyle
Karun malına katıp, sen malına kattın tut
Bu dünya bir lokmadır, ağzında çiğnenmiş bil
Çiğnenmişe ne yutmak, ha sen anı yuttun tut
Ömrün senin ok bigi, yay içinde dopdolu
Dolmuş oka ne durmak, ha sen anı attın tut
Her bir nefes kim gelir, keseden ömr eksilir
Çün kese ortalandı, sen anı tükettin tut
Çün denize gark oldun, boğazına geldi su
Deli gibi talpınma, ey biçare battın tut
Ölüm vardır bilirsin, varıp gafil olursun
Kamulardan ayrılıp, varıp sinde yattın tut
Yüz yıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus
Son ucu bir nefesdir, geç andan unuttun tut
Sorarlar Bir Eyyam Gelir
Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir
Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir
Tevhide uydur sözünü, mevlaya döndür yüzünü
Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir
Azrail ala canını unuttura her sanını
Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir
Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak
Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir
Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan
Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir
Şöyle Garip Bencileyen
Acep şu yerde var mı ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı, gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin
Gezdim Rum ile Şam’ı
Yukarı elleri kamu
Çok istedim, bulamadım
Şöyle garip bencileyin
Bendeler garip olmasın
Firkat oduna yanmasın
Hocam kimseler olmasın
Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler
üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göyner özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Ola garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam
Şöyle garip bencileyin
Emrem Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şare
İste garip bencileyin
Şöyle Sanırlar Beni
Sofuyum halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim marifet söyler, gönlüm hiç kabul etmez
Boynumda icazetim, riya ile taatim
Edişem ayruk yerde, gözüm yolum gözetmez
Hoş dervişem sabrım yok, dilimde ezkarım çok
Kulağımdan gireni, hergiz içim işitmez
Görenler elim öper tac ü hırkama bakar
Şöylece sanırlar beni zerrece günah etmez
Taşımda ibadetim, sohbetim hoş taatim
İç pazara gelince, bin yıllık ayyar etmez
Dışım derviş, içim boş, dilim tatlı, sözüm hoş
İlla ben ettiğimi, dinin denşüren etmez
Görenler sofu sanır, selam verir utanır
Anca iş koparaydım, el erüben güç yetmez
Söylersem marifeti saluslanırım kati
Miskinliğe dönmeğe, gönlümden kibir gitmez
Yunus eksikliğini Çalabına arzeyle
Anın keremi çoktur, sen ettiğin ol etmez
Söyler İsem Sensin Sözüm
Sensin benim canım canı, Sensiz kararım yokdürür
Uçmak’ta Sen olmaz isen, vallah nazarım yokdürür
Baksam Seni görür gözüm, söyler isem Sensin sözüm
Seni gözetmekten artuk, yeğrek şikarım yokdürür
Çün ben beni unutmuşam, şöyle Sana gitmişem
Ne kalde, ne halde isem, bir dem kararım yokdürür
Eğer beni Cercis’leyin, yetmiş gez öldürür isen
Dönem geru Sana varam, zira ki arım yokdürür
Yunus dahi aşık Sana, göster didarını ana
Yarım dahi Sensin benim, ayruk nigarım yokdürür
Suçumu Örter Hırkam
Ey bana derviş diyen, nem ola derviş benim
Ya bu adıma layık, hani elimde iş benim
Derviş derler adıma, bakarlar suratıma
Bilmezler ki dirliğim, külli sitayiş benim
Dil ile şeyhim ulu, yolda aludan alu
Aklım evi kaygılı, nefsim asayiş benim
Sureti güler halka, ya kani kulluk Hakka
Bu dirliğime bak a, hem işim yanlış benim
Kendi izimi bilirem, saluslanuben yürürem
Buğz ü kibr ü adavet, gönlümü almış benim
Suçumu örter hırkam, dirliğim cümlesi ham
Bir gün yırtılısar perdem, zehi düşvar iş benim
Derviş neye dolundum, ulu suçta bulundum
Yunus umduğum Haktan, ol rahmet imiş benim
Vay Ana Kim
Aşıkları Tamu’su yandırmıya
Uçmağına bular baş indirmiye
Yedi Tamu bir aha katlanmıya
Yedi deniz aşk odun söndürmiye
Bin bir bela çekmeyince Nuh gibi
Tufanında gemiye bindirmiye
İsmail gibi kurban olmayınca
Cebril güzel koçu indirmeye
Musa gibi çobanlık etmeyince
Kelimim deyu Tur’a göndermiye
Yunus imdi dal bu mana gencine
Vay ana kim Allah uyandırmıya
Yalvar
Can ü gönülden seversen
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Maksuda ermek dilersen
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Yalvar a kardeş yalvara
Varmıyasın yüzü kara
Ümmet isen Peygambere
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Geceler uykudan uyan
Gizli sırlar olsun ayan
Mahrum olmaz Allah deyen
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Tanı sen kendini tanı
Neden yarattı Hak seni
N’olacağın anubeni
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Yunus nuş eyle belayı
Yürü maksudun dileği
Hem inleyi, hem ağlayı
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Yetmiş İki Millette
Gayrıdır her milletten bu bizim milletimiz
Hiç dinde bulunmadı, din ü diyanetimiz
Bu din ü diyanette, yetmiş iki millette
Dünya vü ahirette, ayrıdır ayatımız
Tahir suya banmadan, el ayak deprenmeden
Baş sücuda inmeden, kılınır taatımız
Ne rüku vardır, ne sücut, ne kıble vardır, ne mescit
Daima ol dostla becit olur münacatımız
Gerek Kabeye varalım, gerek mescide girelim
Gerek su ile yunalım, çün bile illetimiz
Su ne kadar arıda, yavuz huyun bile
Meğer bizi pak ide, Haktan inayetimiz
Kimin sırrın kim bile, çün erilmez bu hale
Yarın ana belli ola, Müslüman mürtedimiz
Yunus canı yenile, kim dostluğun anıla
Ansızın bir ün gele, bilesin kudretimiz
Yusuf Bulunur Ken’an Bulunmaz
Bir ne derttir ana derman bulunmaz
Ya bu ne yaredir zahmı belirmez
Yitürdüm Yusuf’um Ken’an elinde
Yusuf’um bulundu, Ken’an bulunmaz
Beyim arif isen, var sen yolunca
Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz
Manisiz kişiden hiç nesne gelmez
Kovası yok kuyudan su çekilmez
Kuyu cismindürür mani kovası
Çekerler kovayı suyu belirmez
Erenler kapısı, mürüvvet kapısı
Sıtk ile gelenler, mahrum gülünmez
Yunus bu manide gark oldu gitti
Geri gelmekliğe aklı belirmez
Yüz Bin Peygamber
Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur
Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur
Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen
Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatur
Arkasiyle kum çeken, göz yaşıyle yuğuran
Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatur
Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden
Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatur
Balık karnında yatan, deryaları seyreden
Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur
Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan
Mısır’a sultan olan, Yusuf Peygamber yatur
Yusuf’un yavu kılan, kurt ile davi kılan
Ağlayıp göğsüz kalan, Yakup Peygamber yatur
Asasın ejder eden, bahre urup yol eden
Fir’avnı helak eden, Musa Peygamber yatur
Ol Allahın habibi , dertlilerin tabibi
Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur
Hayber kal’asın yıkan, kafiri oda yakan
Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur
Ata ana gülleri, Kur’an okur dilleri
Fatm’ana oğulları;Hasan, Hüseyin yatur
İğnesin suya atan, balıklara getirten
Tacın tahtın terkeden, İbrahim Ethem yatur
Gündüzler saim olan, geceler kaim olan
Ariflerin sultanı, Bayzit Bestami yatur
Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri
Konyada;ol Mevlana Hüdevandigar yatur
Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları
Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur
Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin
Kara yer altında, çok günahkar kullar yatur
Be hey kardaş hakk’ı bulammı dersin,
Hakk’a yarar amel işlemeyince
Tarikat sırrına eremmi dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.
Özenirsen gardaş, tevhide özen.
Tevhiddir nefsinin kal’asın bozan
Hiç kendi kendine kaynarmı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez
Hakk’ın taktirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar
Aşık olan ar-ı namusu neyler
Behey yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyimmi söylemeyince.
Acep Bu Ne Nesnedir
|
Acep Değil Deli Olsa
|
Acep Değil Senin İçin
|
Acep Oldu Halim Bu Aşk Elinden
|
Acep Şu Yerde Var M’ola
|
Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştır
Hergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdur
Oğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz,sarp rüzgar olmuştur
Beğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdur
Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür.
Canım kurban olsun senin yoluna, Adı güzel, kendi güzel Muhammed, Şefâat eyle bu kemter kuluna, Adı güzel, kendi güzel MuhammedMü’min olanların çoktur cefâsı, Ahirette olur zevk-u sefâsı, On sekiz bin âlemin Mustafâ’sı, Adı güzel, kendi güzel MuhammedYedi kat gökleri seyrân eyleyen, Kûrsûnün üstünde cevlân eyleyen. Mi’râcda ümmetin Hak’dan dileyen, Adı güzel, kendi güzel MuhammedOl çâriyâr anın gökler yâridir, Anı seven günahlardan beridir, On sekiz bin âlemin serveridir, Adı güzel, kendi güzel MuhammedAşık Yunus neyler iki cihânı sensiz, Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız Sana uymayanlar gider imânsız, Adı güzel, kendi güzel Muhammed. |
Adım Adım İleri
|
Giderim ben yol sıra yavlak uzanmış bir ağaç Böyle lâtif böyle şirin gönlüm aydur birkaç sır açBöyl’uzamak ne manâdır çünkü bu dünya fânîdir Bu fuzûllük nişânıdır gel beri miskinliğe geçBöyle lâtif beziniben böyle şirîn düzünüben Gönül Hakk’a uzanuban dilek nedir neye muhtâçAğaç karır devrân döner kuş budağa birkez konar Dahi sana kuş konmamış ne güvercin ne hod turaçBir gün sana zevâl ere yüce kaddin ine yere Budakların oda gire kaynaya kazan kıza saçEr sırrıdır sırrın senin er yeridir yerin senin Ne yerdedir yerin senin sana sorarım ey ağaçYunus Emre sen bir nice eksikliğin yüz bin onca Kur’ağaca yol sorunca teferrüclen yoluna geç |
Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizler Hızır’layın gezer oldum
Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum
Sordum deniz malikine ırak değil salığına
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum
Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum
Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm budaktab-n gül üzer oldum
Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum
Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum
Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
Hümeti yok resul’lere bentlerini bozar oldum
Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum
Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum
Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizler Hızır’layın gezer oldum
Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum
Sordum deniz malikine ırak değil salığına
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum
Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum
Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm budaktab-n gül üzer oldum
Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum
Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum
Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
Hümeti yok resul’lere bentlerini bozar oldum
Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum
Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
İşidün ey ulular,Ahır zaman olusar
Sağ müslüman seyrekdür,Ol da güman olusar
Danışman okur tutmaz,Derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez,Ne sarp zaman olısar
Gitti beyler mürveti,Binmişler birer atı
Yediğü yoksul eti,içtiğü kan olısar
Ne acayip sergüzeştler,Bağrım dolu serzenişler
Durmaz akar kanlı yaşlar,Aksa gerek şimden gerü.
Aklım Başıma Gelmedi
|
Aklım Başıma Gelmedi
|
Aklın Ererse Sor Bana
|
Aldı Benim Gönlümü
|
Allah Diyelim
|
Acep Bu Benim Canım
|
Anıcak Korkar Canım
|
Anmaz Mısın Sen Şol Günü
|
Anmaz Mısın Sen Şol Günü 2
|
Aşık Eteğin Tutmak Gerek
|
Aşık İmamdır Bize
|
Helal kıldı ma’şuka aşık kendi kanını
Ma’şuk nakşından okur aşk eri Kur’anını
Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını
Gitmez aşık gözünden hergiz ma’şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf’un nişanını
Dirlik budur aşıka ma’şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını
Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman’ını
Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını
Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını
Leyli’yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını
Zemane vefaları cefa gelir yunüs’a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını
Âşık Oldum Bugün Meydan İçinde
|
Âşık Oldum Erene Ermek İle
|
Erenlerin gönlünde ol sultan dükkan açtı
Nice bizim gibiler anda konuban geçti
Cümle erenler uçtu dağlar yazılar geçti
Aşk kazanına düştü kaynayıbanı pişti
Bu dünyanın meseli benzer murdar gövdeye
İtler gövdeye düştü Hak dostu kodu geçti
Aşıkmı diyem ona can terkini urmadı
Aşık ona diyeler kim melamete düştü
Yine esridi Yunus Taptuk yüzün görelden
Meğer onun gölünden bir cur’a şerbet içti
Gözüm seni görmek için elim sana ermek için
Bu gün canım yolda kodum yarın seni bulmak için
Bu gün canım yolda koyam yarın ivazın veresin
Arz eyleme uçmağını hiç arzum yok uçmak için
Benim uçmak neme gerek hergiz gönlüm ona bakmaz
İşbu benim zarılığım değildürür bir bağ için
Uçmak uçmağım dediğin mü’minleri yeltediğin
Vardır ola bir kaç huri arzum yoktur koçmak için
Bunda dahi verdin bize ol huriyi çiftü helal
Ondan geçti arzum tamam arzum sana ermek için
Sufilere ver sen onu bana seni gerek seni
Haşa ben terkedem seni şol bir evle çardak için
Yunus hasretdürür sana hasretini göster ona
İşin zulüm değil ise dad eylegil istedi çün.
İşitin ey yârenler, Kıymetli nesnedir aşk. Değmelere bitinmez, Hürmetli nesnedir aşk.Hem cefadır hem safâ Hamza’yı attı Kaf’a. Aşk iledir Mustafa, Devletli nesnedir aşk.Dağa düşer kül eyler, Gönüllere yol eyler, Sultanları kul eyler, Hikmetli nesnedir aşk.Kime kim vurdu ok? Gussa ile kaygu yok. Feryad ile âhı çok, Firkatli nesnedir aşk.Denizleri kaynatır, Mevce gelir oynatır. Kayaları söyletir, Kuvvetli nesnedir aşk.Akılları şaşırır, Deryalara düşürür. Nice ciğer pişirir, Key odlu nesnedir aşk.Miskin Yunus n’eylesin? Derdin kime söylesin? Varsın dostu toylasın, Lezzetli nesnedir aşk. |
Girdim aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizleri Hızır’layın gezer oldum
Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum
Sordum deniz malikine ırak değil salığına
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum
Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum
Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm budaktan gül üzer oldum
Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
Dün gün isim budur heman nefsime bir Tatar oldum
Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum
Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum
Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
Hümeti yok Peygamber’e bentlerini bozar oldum
Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum
Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum
Aşk bezirganı, sermaye canı
Bahadır gördüm, cana kıyanı
Zehi bahadır can terkin urur
Kılıç mı keser himmet giyeni
Kamusun bir gör, kemterin er gör
Alu görmegil, palas giyeni
Tez çıkarırlar fevkal’ulaya
Bin İsa gibi dünya yakanı
Tez indirirler tahtesseraya
Bir Karun gibi dünya kovanı
Aşık olanın nişanı vardır
Melamet olur belli beyanı
Zühdüm var deyu ta’n eylemegil
Merdut ederler mağrur olanı
İlmim var deyu mağrur olmagil
Hak kabul etti kefen soyanı
Atlası kodu, abalar geydi
İbrahim Ethem Sırdan duyanı
Çün Mansur gördü, Ol benem dedi
Od’a yaktılar, işittik anı
Od’a yandırdın, külün savurdun
Öyle mi gerek Seni seveni
Zinhar ey Yunus, gördüm demegil
Od’a yakarlar gördüm deyeni
Aşk Davası Kılan Kişi
|
Aşk Erine Dünyada
|
Aşk Erinin Gönlü Dolu
|
Aşk İle Biliş Canlara
|
Aşk İle Gelen Erenler
|
Aşk Makamı Alidir
|
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü Bana seni gerek seniNe varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seniAşkın aşıklar oldurur Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seniAşkın şarabından içem Mecnun olup dağa düşem Sensin dünü gün endişem Bana seni gerek seniSufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek Bana seni gerek seniEğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seniCennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene Ver anları Bana seni gerek seniYunus’dürür benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni |
Aşkın Elinden
|
Aşkın İle Aşıklar Yansın
|
Aşkın Odu Ciğerimi
|
Aşkın Odu Yüreğimde
|
Aşkından Yanar Yüreğim
|
Aşksızlara verme öğüt, Öğüdünden alır değil. Aşksız kişi hayvan olur, Hayvan öğüt bilir değil.Eksik olman ehillerden, Kaça görün cahillerden. Tanrı bîzar bahîlerden, Bahîl dîdâr görür değil.Boz yapalak devlengece, Emek yeme erte gece. Onun işi göstepektir, Salıp ördek alır değil.Şah balaban, şâhin doğan, Zîhî öğmüş onu öğen. Doğan zaif olur ise, Doğanlıktan kalır değil.Kara taşa su koyarsan, Elli yıl ıslatır isen. Heman taş gine bayağı, Hünerli taş olur değil.Ol iki cihan güneşi, Zâhir dünyasın değşirdi. Câhil onu öldü sanır, Ol Hub sağdır, ölür değil.Yunus olma câhillerden, Irak olma ehillerden, Câhil ne var mümin ise, Câhillikten kalır değil. |
Ata Belinden Bir Zaman
|
Aydıverem Ne Kıldığım
|
Aydıverem Ne Kıldığım
|
Ayırma Beni Senden Yaradan
|
Azrail Alır Canımız
|
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü Bana seni gerek seniNe varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seniAşkın aşıklar oldurur Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seniAşkın şarabından içem Mecnun olup dağa düşem Sensin dünü gün endişem Bana seni gerek seniSufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek Bana seni gerek seniEğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seniCennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene Ver anları Bana seni gerek seniYunus’dürür benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni |
Be hey kardaş hakk’ı bulammı dersin,
Hakk’a yarar amel işlemeyince
Tarikat sırrına eremmi dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.
Özenirsen gardaş, tevhide özen.
Tevhiddir nefsinin kal’asın bozan
Hiç kendi kendine kaynarmı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez
Hakk’ın taktirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar
Aşık olan ar-ı namusu neyler
Behey yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyimmi söylemeyince.
Ben Bir Aceb İle Geldim
|
Ben Bir Aceb İle Geldim
|
Ben Derd İle Ah Ederim
|
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir
Oda gölgedir deyu, ta’n eylemen hocalar
Hatırınız hoş olsun, biraz yanasım gelir
Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir
Andan Cennete varam, Cennette huriler görem
Huri gılmanı, bir bir koşasım gelir
Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla kasım gelir
Ben yürürm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akîlem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akarsularım çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus bîçâreyim
Baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden âvâreyim
Gel gör beni aşk neyledi
Benden İçeri (Severim Ben Seni)
|
Beni Bunda Veribiyen
|
Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk
Gönül dosta gider, gelmezem ayruk
Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem
Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk
Yansın canım, yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk
Göyündüm aşk ile, ta kül olunca
Boyandım rengine, solmazam ayruk
Beni irşat eden mürşid-i kamil
Yeter, bir el almazam ayruk
Varlığım yokluğa denişmişem ben,
Bugün, cana, başa kalmazam ayruk
Fenadan bekaya göç eyler olduk
Yüneldim şol yola, dönmezem ayruk
Muhabbet bahrinin gavvası oldum,
Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk
Dilerim fazlından ayırmayasın
Hocam, senden özge sevmezem ayruk
Söyler aşık dilinden bunları Yunus
Eğer aşık isem, ölmezem ayruk
Beni Sorma Bana
|
Benim Adım Dertli Dolap
|
Benim Burda Kararım Yok
|
Benim Gönlüm Gözüm
|
|
Bilenlere Sormak Gerek
|
Hakiykatin ma’nisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği riye dirilmediler
Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar
Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur
İçeri giribeni ne varın bilmediler
Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte
Zira tevsir okuyup ma’nisin bilmediler
Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler.
Bir Ay Gördüm Bu Gece
|
Bir Kararda Durmayalım
|
Bir Kararda Durmayalım
|
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak’kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil
Bir Sakiden İçtik Şarap
|
Vaktinize hazır olun,
Ecel varır gelir Birgün
Emanettir kuşa canın
Sahib vardır alır birgün
Nice bin kerre kaçarsın
yedi deryalar geçersin
pervaz vuruban kaçarsın
Ecel seni bulur birgün
iş bu meclie gelmeyen
anıp nasihat almayan
eliften bayı bilmeyen
okur kişi olur birgün
tutmaz olur tutan eller
çürür şu söyleyen diller
sevip kazandıgın mallar
varislere kalır birgün
Yunus sözün bunu söyler
aşkın Deryasını boylar
Şu yüce köşkler saraylar
Viran olur kalır Bİrgün!
Biz Dünyadan Gider Olduk
|
Biz Kimseye Kin Tutmayız
|
Bize Dervişler Gelir
|
Bu Cihana Gelmeden
|
Bu Dünyadan Gider Olduk
|
Bu Ne Derttir Acep
|
Bugün Sohbet Bizim Oldu
|
Can Bir Ulu Kimsedir
|
Can Olgıl Can İçinde
|
Canım Ben Ondan Bundan
|
Canını Aşk Yoluna Vermeyen
|
Canlar Cananını Buldum
|
Canlar Canını Buldum
|
Canlar Feda Yoluna
|
Cümle Alem Terkin Urup
|
Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Sular dibinde mâhiyle
Sahralarda âhû ile
Abdal olup yâhû ile
Çağırayım Mevlâm seni
Gök yüzünde İsâ ile
Tûr dağında Mûsâ ile
Elimdeki asâ ile
Çağırayım Mevlâm seni
Derdi öküş Eyyûb ile
Gözü yaşlı Ya’kûb ile
Ol Muhammed mahbûb ile
Çağırayım Mevlâm seni
Bilmişim dünya halini
Terk ettim kıyl ü kâlini
Baş açık ayak yalını
Çağırayım Mevlâm seni
Yûnus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Çalab’ımın Ol Aşkı
|
Çalap Adem Cismini
|
Çalap Nurdan Yaratmış
|
Söylememek harcısı söylemeğin hasıdır
Söylemeğin harcısı gönüllerin pasıdır
Gönüllerin pasını gel sileyim der isen
Şol sözü söylegil kim sözün hülasasıdır
Kul’il hak-dedi Çalap sözü doğru diyene
Bu gün yalan söyleyen erte utanasıdır
Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan
Şer’in evliyasıysa hakıykatte asidir
Şeriat haberini şerh ile aydam işit
Şeriat bir gemidir hakıykat deryasıdır
Ol geminin tahtası her nice muhkem ise
Deniz merci kat olsa tahta uşanasıdır
Bundan içeri haber işit aydayım ey yar
Hakiykatin kafiri şer’in evliyasıdır
Biz talip-ilimleriz aşk kitabın okuruz
Çalap müderris bize aşk hod medresesidir
Evliya safa-nazar edeli günden beri
Hasıl oldu yunus’a her ne kim veyasıdır.
Çarh-ı Felek Yok İdi
|
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yesin kozumu
Uğruluk yaptı bana
Bühtan eyledim ona
Çerçi de geldiaydur
Hani aldın gözünü
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özümü
İplik verdim cullaha
Sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar
Gelsin alsın bezini
Bir serçenin kanadın
Kırk katıra yükledim
Çift dahi çekemedi
Şöyle kaldı kazını
Yunus bir söz söylemiş
Hiç bir söze benzemez
Münafıklar elinden
Örter mana yüzünü
Değil (Kara Taşa Su Koyarsan)
|
Deniz Oldu Birkaç Kadeh
|
Tenimden canım süzülür,iki gözlerim süzülür
Dilim tetiği bozulur,Allah sana yalvaralım
Salacımı götürdüler,Musallaya yatırdılar
Görklü tekbir getirdiler,Allah sana yalvaralım
Varıp mülketime düşüp,indirdiler beni şeşip
Toprağım örterler eşip,Allah sana yalvaralım
Topraklara düşürdüler,el toprağa üşürdüler
Taşlar ile bastırdılar,Allah sana yalvaralım
Kaldım bir karanlık yerde,ayrığı varmaz o yerde
Sataştım bir acep derde,Allah sana yalvaralım.
Dertli Ne Ağlayıp Gezersin
|
Tabtuk dergahından feyizler alan,
Yanan Yunus idi,o derviş Yunus…
Gönlünü derya,ummanlara salan,
Dalan Yunus idi,o derviş Yunus…
Gezer idi; iki Arşı alayı,
Sevgi ile yoğururdu mayayı,
Barış, Hoşgörü bir edip davayı,
Bulan Yunus idi,O derviş Yunus
Yetmiş üçe hep, bir nazar eyleyen,
Herdem Hakkı hakikatı söyleyen ,
Aşk elinden kendin heder eyleyen,
Kanan Yunus idi, o dervişYunus …
O bilmezdi kin ile kem hiddeti,
Diler idi;Kahhar Haktan mededi,
Şu fani dünyaya mehil vermedi,
Canan Yunus idi,O derviş Yunus.
Tehî görmen kimseyi hiç kimsene boş değil
Eksiklik ile nazar erenlere hoş değil
Gönlünü derviş eyle dost ile biliş eyle
Aşk ile eri şol manâda derviş içi boş değil
Derviş bilir dervişi Hak yoluna durmuşu
Dervişler hümâ kuşu çaylak u baykuş değil
Dervişlik aslı cândan geçti iki cihândan
Haber verir sultandan bellidir yad kuş değil
Ey Yunus Hakk’ı bilen söylemez hergiz yalan
İkilik ile gelen doğru yol bulmuş değil
Divaneler Divaneler
|
Bu fena mülkünde ben nice nice hayran olam
Ye nice handan olam ye nice bir giryan olam
Geh feleklerden meleklerden dileklerden dileyem
Gah arş u şemste gerdun olam gerdan olam
Adımım attım yedi dört onsekizden ben öte
Dokuzu yolda kodum şah emrine ferman olam
Dost ferah kıldı terahtan ben teberra eyledim
Suret-i insan olam hem can olam hem kan olam
Gah bir müfti müderris geh mümeyyiz gah temiz
Gah bir müdbir-ü nakıs (naks) ile noksan olam
Gah batn-ı hut içinde Yunus ile söyleşem
Geh çıkam arş üzere bir can olam Selman olam
Gah inem esfellere şeytan ile şerler düzem
Geh çıkam arş üzre vü seyran (olam) cevlan olam
Gah işidirem işitmezem işümezem aceb
Nice bir nisyan olam hayvan olam insan olam
Gah ma’kuulat-ı mahsulat takrir-ü beyan
Gah maksurat olam geh sahib-i Keyvan olam
Nice bir surette insan ü sıfatta canver
Nice bir tilki olam ya kurt u ya arslan olam
Nice bir tecrid ü ferd ü mücerred münferid
Ye nice (cin) nice ins ü nice bir şeytan olam
Nice bir aşk meydanında nefs atın seyittirem
Ye nice bir başımı tup eyleyip çevgan olam
Gah birlik içre birlik eyleyem ol bir ile
Geh dönem derya olam katre olam umman olam
Gah düzahta yanam Fir’avn ile Haman ile
Gah cennete varam gılman ile Rıdvan olam
Gah bir gaazi olam Efrenk ile cenk eyleyem
Geh dönem Efrenk olam nisyan ile isyan olam
Gah ola odlar yakam diler yıkam canlar yakam
Gah varam arşa çıkam geh şah u geh sultan olam
Nice bir dertler ile odlara yanam yakılam
Nice bir şakir olam zakir olam mihman olam
Gönlümün gencine renc irgörmeden bir yol bulam
Yahu deryaya girem bi reng ü bi elvan olam
Ye nice bir ben diyem sensin diyem utanmadan
Ye nice deksiz olam dilsiz olam hayran olam
Nice bir balçıkt’ olan alçakta olam har olam
Gah varam gevher olam yakuut olam mercan olam
Ademilikten çıkam uçam melekler mülküne
Levn olam bi levn olam geh kevn olam bi kan olam
Gah zındandan çıkam azad olam abad olam
Geh yine der-ban olam mahbus olam zindan olam
Dar olam girdar olam Mansur olam ber-dar olam
Ten olam hem can olam hem in olam hem an olam
Yunus’a Taptuğ u Saltuğ u Barak’tandır nasib
Çün gönülden cuş kıldı ben nice pinhan olam
Yunus imdi bu sözüben aşıka di aşıka
Kim sana ben sıdk olam hem derd ü hem derman olam
Gah halis gah muhlis olam uş Furkaan ile
Gah Rahman’ur-Rahim ya Hayy ü ya Mennan olam
Geh dönem bir şems olam zerremde yüzbin arş ola
Geh yien tuğyn olam alemlere tufan olam
Evveli Hu ahırı Hu ya Hu illa Hu olam
Evvel ahır ol kala vu ‘ Men aleyha fan ‘ olam
Kevser havuzuna dalanlar,Ölmezden öndün ölenler
Nefsini düşman bilenler,Konar tuba dallarına
Alem düşman olur ise,Beni dost’tan ırımaya
Dost kanda ise ben anda,Düşmanlık arımaya
Dost ehli bizim ile hem,Dost burdadır bize ne gam
Yüz bin cehd ederse düşman,Dost mahfili duramaya
Düşman bana nide bile,İşim gücün dost’tan yana
Dost makamı can içinde,düşman eli eremeye
Kime kim dost kapı aça,Düşmanı elinden kaça
Yunus ağzı güher saça,Değme arif değemeye.
Dosttan Haber Kim Getire
|
İster idim Allah’ı buldum ise ne oldu
Ağlar idim dün ü gün güldüm ise ne oldu
Erenler meydanında yuvarlanır top idim
Padişah çevganında kaldım ise ne oldu
Erenler sohbetinde deste kızıl gül idim
Açıldım ele geldim soldum ise ne oldu
Alimler ulemalar medresede buldusa
Ben harabat içinde buldum ise ne oldu
İşit Yunus’u işit yine deli oldu hoş
Erenler manisine daldım ise ne oldu
İşidin ey yarenler aşk bir güneşe benzer
Aşık olmayan gönül misal-i taşa benzer
Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter
Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer
Aşk erinin gül yüzü yumşanır muma döner
Taş gönüller kararmış şol yavuz kışa benzer
Münkir işini bilmez işi ileri gelmez
Nice tâbir eylesen anlanmaz düşe benzer
Hırs anı almışdürür nefsine kalmışdürür
Kendi tatlı canına yavuz yoldaşa benzer
Aşk kudret küresidir sızdırır âşıkları
Halden hale döndürür andan gümüşe benzer
Âşık canı dinlemez tâ dosta ermeyince
Dünyada kararı yok pervazlı kuşa benzer
Ol sultan kapısında ol Hazret tapusunda
Âşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer
Geç Yunus endişeden ne gerek bu pîşeden
Önden ere aşk gerek andan dervişe benzer
Alimsin Ali’m Doğrudur yolum Ağzımda dilim Hü demek ister
Murad edince Gülü derince Cemal görünce Hü demek ister
Ali sırrında Tevhid nurunda Mahşer yerinde Hü demek ister
Dağ ile taşta Kuru ile yaşta Müşkül bir işte Hü demek ister
Yunus postunda Gönül dostunda Sırat üstünde Hü demek ister
Kıyamet gününde mahşer yerine Yeşil berat ile gelir Fâtıma Sağında Hatice solunda Havva Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Nurdan beratını almış eline Seğirdiben gelir mahşer yerine Müminler müjdeler birbirine Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Mahşer yerinde feryad ediyor Ümmetlerin diye niyaz ediyor Alıp cehennemden azad ediyor Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Yedikleri arpa darı danesi Habibullah imiş onun babası Oldur Hasan Hüseyin’in anası Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Yedi kat göklerden iner melekler Arş altında kabul olur dilekler Hûriler gılmanlar yolunu bekler Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Derviş Yunus’ta kıyamet olacak Kişi ettiğini onda bulıcak Zaif ümmetini şef’i olıcak Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Ayetler ile bilinen, Her yerde hazır bulunan Cennet içinde salınan, Hasan ile Hüseyin’dir
Bundan Âşura eyleyen, Hem ruhunu şâd eyleyen Anda şefaât eyleyen, Hasan ile Hüseyin’dir
Muhammed’dürür dedesi, Gayet oldu ol gün ıssı Evliyâlar ser-çeşmesi, Hasan ile Hüseyin’dir
Kanlı gömleğini alan, Düşmanına karşı duran Yezid’e kılıçlar salan, Hasan ile Hüseyin’dir
Yunus eyder onda kalan, Bu dünyanın sonu viran Kerbelâ’da şehid olan, Hasan ile Hüseyin’dir
Ko ben şeyhin eşiğinde yanayım Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim Kıyamet gününde mahrum kalmayım Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim
Münkirler ki yolumu da basarsa İşte gerdan işte urgan asarsa Eğerleyim başımı da keserse Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim
Benim şeyhim gayet ulu kişidir Üçler kırklar yedilerin eşidir On iki İmam’ın sır yoldaşıdır Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim
Derviş Yunus bu cihana gelicek Arayıp derdine derman bulicek Koyun şeyhe hizmet eden ölicek Dönmezem şeyhimden ya ne döneyim
Allah Derler Bir Meclise Uğradım
Hâlet ile bana bir aşk yöneldi, Allah derler bir meclise uğradım, Tutun kulak nakleyleyeyim size, Allah derler bir meclise uğradım.
Münadiler çağrışup zâra başlar, Halince tesbih ederler kuşlar, Tevhid eder dağlar taşlar ağaçlar, Allah derler bir meclise uğradım.
Münâdi sözüne tutun kulaklar, Arş altında saf saf oldu melekler, Ol mecliste kabul olur dilekler, Allah derler bir meclise uğradım.
Muhammed’in ashabı yârenleri, Hazır olmuş gördüm onda onları, Vecde gelmiş tarikat erenleri, Allah derler bir meclise uğradım.
Derviş Yunus çok şükür Hakka erdim, Muhammedin nûrunu berk urur gördüm, Ehl-i Beyt ile 12 imamı sevdim, Allah derler bir meclise uğradım.
Kerbelanın yazıları Şehid düşmüş kuzuları Fatımanın kuzuları İmam Hasan şah Hüseyn
Ah Hüseyn vah Hüseyn İsmi azam şah Hüseyn Ah Hüseyn vah Hüseyn Hüsnü güzel şah Hüseyn
Muhammed’tir dedeleri Hazret Ali babaları Arş’ın iki küpeleri İmam Hasan şah Hüseyn
Dedesiyle bile varan Kevser ırmağında duran Susuz ümmeti suvaran İmam Hasan şah Hüseyn
Hüseyin atından düştü Kafirler başına üştü Zülcenah sır oldu uçtu İmam Hasan şah Hüseyn
Kerbelanın ulu taşı Kur’an okur kesik başı Gerçeklerin gözü yaşı İmam Hasan şah Hüseyn
(Aşık Yunus) eder ahı Göz yaşı siler günahı Perdesiz gören allahı İmam Hasan şah Hüseyn
Dağlar ile taşlar ile Çağırayım mevlam seni Seherlerde kuşlar ile Çağırayım mevlam seni
Sular dibinde mâhiyle Sahralarda âhû ile Abdal olup yâhû ile Çağırayım mevlam seni
Gökyüzünde İsâ ile Tûr Dağı’nda Mûsâ ile Elindeki asa ile Çağırayım mevlam seni
Derdi öküş Eyyüb ile Gözüyaşlı Yâ’kûb ile Ol Muhammed mahbûb ile Çağırayım mevlam seni
Bilmişim dünya halini Terk ettim kıyl ü kalini Baş açık ayak yalını Çağırayım mevlam ile
Yunus okur diller ile Ol kumru bülbüller ile Hakkı seven kullar ile Çağırayım mevlam seni
YALANCI DÜNYAYA
KONUP GÖÇENLER
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kimisi dördünde kimisi beşinde
Kimisinin tacı yoktur başında
Kimi altı kimi yedi yaşında
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kimisi bezirgan kimisi hoca
Ecel şerbetini içmek de güce
Kimi ak sakallı kimi pir koca
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus der ki gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
NEYLERSİN EY GAFİL
DÜNYA MALINI
Neylersin ey gafil dünya malını
Yiyeceğin hiç fikrine düşmez mi
Bin yıl ömür sürsen bir gün ölürsün
Öleceğin hiç fikrine düşmez mi
Gine aklar düştü siyah saçına
Ölmeden tövbe et gizli suçuna
Kara yer altında kabrin içine
Gireceğin hiç fikrine düşmez mi
Niçin dinlemezsin âlimler sözün
Niçin ağlayamaz şu iki gözün
Kızmış saç üstünde kalmış namazın
Kılacağın hiç fikrine düşmez mi
…….
(Not: Noktalarla belirtilen iki dize orijinal cönkte eksik)
…….
Azrail hiç fikrine düşmez mi
Alacağın hiç fikrine düşmez mi
İşte geldin gördün bu dünya fena
Günahına ağla sen yana yana
Teneşir üstünde sen döne döne
Yunacağın hiç fikrine gelmez mi
Ettin mi dünyada bir iyi fikir
Dilinden gitmesin zikirle şükür
Kara yer altında Münker’le Nekir
Soracağın hiç fikrine düşmez mi
Yunus Emre eydür eyle niyazı
Bozulmaz Mevla’nın yazdığı yazı
Eğnine biçerler şu kefen bezi
Giyeceğin hiç fikrine düşmez mi
BANA NAMAZ
KILMAZ DİYEN
Bana namaz kılmaz diyen
Ben bilirim namazımı
Kılar isem kılmaz isem
O Hâk bilir niyazımı
Dosttan artık kimse bilmez
Kafir müslüman kimdiğin
Ben kılarım namazımı
Hak geçirdiyse nazımı
O nazı dergahta geçer
Mânâ şarabından içer
Hicabsız can gözün açar
Kendi siler dost gözünü
Dost burdadır belli beyan
Dost dîdârın gördüm ayan
İlm-ü hikmet okuyanın
Buna değindir azimi
Her dem dost yolun bulmayıp
Gizli mânâ şerh eyleyip
Değme âşık şerh etmeye
Bu benim gizli râzımı
Sözün mânâsına erin
Bî-nişandan haber verin
Dertli âşıklara sorun
Benim bu dertli sözümü
Dert âşıkın dermanıdır
Dertli âşıklar gânidir
Kadir-ü kudret ünüdür
İşitenler âvâzımı
Dost isteyen gelsin bana
Göstereyim dostu ona
Budur sözüm önden sona
Ben bilirim kendözümü
Yunus imdi söyle Hâkkı
Münkir tutsu sana dakı
Pişipdürür Hâkkın hânı
Ârifler tatsın tuzumu
AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ
Yok yere geçirdim günü
Ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani
Ah nideyim ömrüm seni
Geldim ve geçtim bilmedim
Ağlayıp gussa yemedim
Senden ayrılam demedim
Ah nideyim ömrüm seni
Hayrım şerim yazılacak
Ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak
Ah nideyim ömrüm seni
Gidip geri gelmiyesin
Gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin
Ah nideyim ömrüm seni
Hani sana güvendiğim
Guveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım
Ah nideyim ömrüm seni
Miskin Yunus gideceksin
Acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın
Ah nideyim ömrüm seni
TAŞTIN YİNE DELİ GÖNÜL
Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yâre
Bulunmaz, derdime çare
Oldum ilimden avare
Beni bunda eğler misin
Yavi kıldım ben yoldaşı
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmak olup çağlar mısın
Ben toprak oldum yoluna
Sen aşırı gözedirsin
Şu karşıma göğüs gerip
Taş bağırlı dağlar mısın
Harami gibi yoluma
Arkuru inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm
Sen yolumu bağlar mısın
Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim içün
Yaşın yaşın ağlar mısın
Esridi Yunus’un canı
Yoldayım, illerim hani
Yunus düşte gördü seni
Sayru musun, sağlar mısın
ŞOL CENNETİN IRMAKLARI
Şol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sozleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Yunus Emre var yarına
Koma bugünü yarına
Yarin Hakk’ın divanına
Çıkam Allah deyu deyu
İLİM KENDİN
BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere yelmektir
Dört kitabın ma’nisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Ma’nisi ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Yavi kıldım ben yoldaşı
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmak olup çağlar mısın
Ben toprak oldum yoluna
Sen aşırı gözedirsin
Şu karşıma göğüs gerip
Taş bağırlı dağlar mısın
Harami gibi yoluma
Arkuru inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm
Sen yolumu bağlar mısın
Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim içün
Yaşın yaşın ağlar mısın
Esridi Yunus’un canı
Yoldayım, illerim hani
Yunus düşte gördü seni
Sayru musun, sağlar mısın
NİÇİN AĞLARSIN
BÜLBÜL HEY
Sen burda garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey
Karlı dağlardan mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yârinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Kal’alı şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arın mı kaldı
Gurbette yârin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Gulistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yıylarsın
Yavlak zârılık eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı şol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey
N’oldu şu Yunus’a n’oldu
Aşkın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey
HAK CİHANA DOLUDUR
Hak cihana doludur
Kimseler Hakk’ı bilmez
Onu sen senden iste
O senden ayrı olmaz
Dünyaya inanırsın
Rızka benimdir dersin
Niçin yalan söylersin
Çün sen dediğin olmaz
Ahret yavlak ıraktır
Doğruluk key yaraktır
Ayrılık sarp firaktır
Hiç varan geri gelmez
Dünyaya gelen göçer
Bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer
Cahiller onu bilmez
Gelin tanşık edelim
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim
Dünyaya kimse kalmaz
Yunus sözün anlarsan
Manasını dinlemez
Sana bir dirlik gerek
Burda kimesne kalmaz
GELİN EY KARDEŞLER
Gelin ey kardeşler gelin
Bu menzil uzağa benzer
Nazar kıldım şu dünyaya
Kurulmuş tuzağa benzer
Bir pirin eteğin tuttum
“Ana beni” deyip gittim
Nice yüzbin günah ettim
Her biri de bir dağa benzer
Çağla Derviş Yunus çağla
Sen özünü Hakk’a bağla
Ağlar isen haline ağla
Erdem vefa yoğa benzer
ŞÖYLE GARİP BENCİLEYİN
Acep şu yerde varm’ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin
Gezdim Rum ile Şam’ı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın
Hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler olmasın
Şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinemde bulam
Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin
Hey Emre’m Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara
Şöyle garip bencileyin
GÖNÜL ARZULAR SENİ
Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hakk nasip eylese görsem yüzünü
Ey sevdiğim gönül arzular seni
Yitirdim o dostu bilmem ne yanda
Sevgisi gönülde muhabbet canda
Yarın mahşer günü ulu divanda
Ey sevdiğim gönül arzular seni
Yunus senin methin eder dillerde
Sevilirsin bütün bu gönüllerde
Ağlayı ağlayı gurbet ellerde
Ey sevdiğim gönül arzular seni
GEL GÖR BENİ
AŞK NEYLEDİ
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkılem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akar sulayın çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
ÇEKE GELDİ
ÇEKE GİDER
Aşkın odu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider
Kâr etti firak canıma
Aşık oldum cananıma
As zencirin dost boynuma
Taka geldi taka gider
Sadıklar durur sözüne
Gayri görünmez gözüne
Bu gözlerim dost yüzüne
Baka geldi baka gider
Bülbül eder ah-ü figan
Hasret ile yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can
Hakk’a geldi Hakk’a gider
Arada olmasın nâşi
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Aka geldi aka gider
Miskin Yunus’un sözleri
Efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinin gülleri
Koka geldi koka gider
GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL
Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre’yi alalım
Gel gidelim dosta gönül
KALANLARA SELAM OLSUN
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan vech-ile
Yuyanlara selam olsun
Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun
Sala verile kasdımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun
GÖZÜM YAŞI DİNMEZ BENİM
Deniz oldu birkaç kadeh, susalığım kanmaz benim
İniltilerim kesilmez, gözüm yaşı dinmez benim
Gel varalım bizim ile, ki giresin bahçelere
Daim öter bülbülleri, gülistanım solmaz benim
Bizim ilin bahçeleri, daim tazedir gülleri
Ma’muredürür bostanım, ağyar gülüm üzmez benim
Mansur kadehin nice kez ma’şuka sundu elime
Dört yanımda od vurdular, kimse halim bilmez benim
Yana yana kül oluban sen ma’şukanın yolunda
Günde bin kez yanar isem dosttan yüzüm dönmez benim
Canım aşkın külüngüne Ferhat olup tuttum başım
Daim dağları keserim Şirin’im hiç sormaz benim
Yunus eydür ey sultanım, aşkın ile yandı canım
Ger kılar isen dermanım, artık canım ölmez benim
DURUN DURUN
AŞKA SELA
Divaneler divaneler
Durun durun aşka sela
Aşk esriği mestaneler
Durun durun aşka sela
Mest-i elestler kandaksız
Mestane mestler kanatsız
Saki duruptur çanaksız
Durun durun aşka sela
Merdaneler merdaneler
Erlik demi bu gündürür
Baş verüben can terkini
Vurun vurun aşka sela
Ey nice hamle idelim
İşbu fenadan gidelim
Binin binin şevk atalım
Sürün sürün aşka sela
Muhabbet yoluna girip
Aşktan dava kılan kişi
Tan eylemiş âşıklara
Görün görün aşka sela
Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına
Aşkı bu gün bu Yunus’a
Sorun sorun aşka sela
AŞKIN ALDI
BENDEN BENİ
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Sofulara sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Yunus-durur benim adım
Gün geçtikce artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
ELHAMDÜLİLLAH
Haktan gelen şerbeti
İçtik elhamdülillah
Şol kudret denizini
Geçtik elhamdülillah
Şol karşıki dağları
Meşeleri bağları
Sağlık safalıkıla
Aştık elhamdülillah
Kuru idik yaş olduk
Kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk
Uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere
Şol safa gönüllere
Halka Taptuk manisin
Saçtık elhamdülillah
Beri gel barışalım
Yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi
Estik elhamdülillah
İndik Rum’u kışladık
Çok hayr-ü şer işledik
Uş bahar geldi geri
Göçtük elhamdülillah
Dirildik pınar olduk
İrkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk
Taştık elhamdülillah
Taptuğ’un tapusuna
Kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idi
Pişti elhamdülillah
HAK ÇALABIM
Hak çalabım hak çalabım
Sencileyin yok çalabım
Günahlıyım yarlığagıl
Ey rahmeti çok çalabım
Ben eydürem kim ey gani
Nedir bu derdin dermanı
Zinhar esirgeme beni
Aşk oduna yak çalabım
Gel kogil beni yanayım
Baştan başa uşanayım
O sevdiğin Muhammed’e
Olayım çırak Çalabım
Ne yoksul-u baylardasın
Ne köşk-ü saraylardasın
Girdin miskinler gönlüne
Edindin durak çalabım
Kullar senin sen kulların
Günahları çok bunların
Uçmağına sal bunları
Binsinler Burak çalabım
Ne ilmim var ne taatim
Ne gücüm var ne kuvvetim
Meğer senin inayetin
Kıla yüzüm ak çalabım
Yarlığagıl sen Yunus’u
Bu günahlı kullar ile
Eğer yarlığamaz isen
Key katı firak çalabım
DOLAP NİÇİN İNİLERSİN
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya aşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler
Derdim var inilerim
Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben mevlaya duacıyım
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim
Dülgerler âzamı yondu
Her âzam yerine kondu
İnilemek Haktan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Çıkıp yüksekten dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim var inilerim
Cana cefa kıl ya vefa
Kahrın da hoş, lutfun da hoş,
Ya derd gönder ya deva,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Hoştur bana senden gelen:
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken..
Kahrında hoş lutfun da hoş.
Gelse celalinden cefa
Yahut cemalinden vefa,
İkiside cana safa:
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
Ger bağ-u ger bostan ola.
Ger bendü ger zindan ola,
Ger vasl-ü ger hicran ola,
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
Ey padişah-ı Lemyezel!
Zat-ı ebed, hayy-ı ezel!
Ey lutfu bol, kahrı güzel!
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Ağlatırsın zari zari,
Verirsen cennet-ü huri,
Layık görür isen nari,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Gerek ağlat, gerek güldür,
Gerek yaşat gerek öldür,
Aşık Yunus sana kuldur,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Gel ey kardeş, Hakkı bulayım dersen,
Bir kamil mürşide varmasan olmaz,
Resulün cemalini göreyim dersen,
Bir kamil mürşide varmasan olmaz.
Niceler gittiler mürşid arayı,
Arayanlar buldu derde devayı,
Bin kez okur isen aktan karayı,
Bir kamil mürşide varmasan olmaz.
Gel şimdi kardeşler gidelim bile,
Nice aşıkların bağrını dele,
Cebrail delildir, Ahmet’e bile,
Bir kamil mürşide varmazsan olmaz.
Kadılar mollalar cümle geldiler,
Kitapların hep bir yere koydular.
Sen bu ilmi kimden aldın dediler.
Bir kamil mürşide varmasan olmaz.
YUNUS EMRE bunda mana var dedi,
Bir kamil mürşide sen de var şimdi,
Hazret Musa’ya Hızır’a var dedi,
Bir kamil mürşide varmasan olmaz.
Keleci Bilen Kişinin
|
Miskinlikte buldular kimde erlik var ise Merdivenden ittiler yüksekten bakar iseGönül yüksekte gezer dem be-dem yoldan azar Dış yüzüne o sızar içinde ne var iseAk sakallı bir koca bilemez hali nice Emek yemesin hacca bir gönül yıkar iseSağır işitmez sözü gece sanır gündüzü Kördür münkirin gözü alem münevver iseGönül çalab’ın tahtı gönüle çalab baktı İki cihan bed-bahtı kim gönül yıkar iseSen sana ne sanırsan ayrığa da onu san Dört kitabın ma’nisi budur eğer var iseBildik gelenler geçmiş konanlar geri göçmüş Aşk şarabından içmiş kim ma’ni duyar iseYunus yoldan azıban yüksek yerde durmasın Sinle sırat görmeye sevdiği didar ise |
Anmazmısın sen şol günü cümle alem uryan ola Ne ata oğula baka ne kardaştan derman olaDağlar yerinden ayrıla heybetinden gök yarıla Yıldızın bendi kırıla yere düşe perran olaMalik tamuya çağıra zebaniler saf saf dura Korkusundan yer yarıla titreyü ben hayran olaMalik eder hey hey tamu kıyameti gördün ya’ni Asileri getireler gire sende perran olaZebaniler yetip tuta getüre tamuya ata Derü yanup sökük tuta dün gün işin efgan olaYunüs senin ki bu sözün kan yaşıla doldu gözün Ol hazrete tuta yüzün yine derman andan ola |
Sabah mezarlığa vardım, Baktım herkes ölmüş yatar, Her biri çâresiz olup, Ömrünü yitirmiş yatar.Kimi yiğit, kimi koca, Kimi vezir kimi hoca, Gündüzleri olmuş gece, Karanlığa girmiş yatar.Vardım onların katına, Baktım ecel heybetine, Ne yiğitler muradına, Daha ermemiş yatar.Nicelerin bağrın deler, Kurtlar üstünde gezeler, Gepegencecik tâzeler, Gül gibice solmuş yatar.Yarı kalmış tüm işleri, Dökülmüş inci dişleri, Dağılmış sırma saçları, Hep yerlere düşmüş yatar.Çürüyüp durur tenleri, Hakka ulaşmış canları, Görmez misin sen bunları? Nöbet bize gelmiş yatar. |
İçin dışın mundar iken
dost neylesin senin ile
gözün gönlün nefsi hava
Aşk neylesin senin ile
Zakir ile yoldaş olup
Sadıklara yar olmadın
olmaz yere verdin gönül
Dost neylesin senin ile
Dünya gözün ruşen edip
Gönül gözün kör eyledin
Zulmet dolucak gönlüne
Nur neylesin senin ile
Gerçek ere derviş gerek
Doldu cihan dava ile
Duydun ise aslın işi
Kal neylesin senin ile
Dostlugu sanma hemen
olur suret dizmek ile
Dilde ise senin işin
Hal neylesin senin ile
Dostun hoş derdi ile
merdana sür devranını
dost değilsen dost yolunda
Ar neylesin senin ile!
Nice yıllar ömür sürdüm Onca ağlayuban güldüm İşte ecel sana geldim Esenledim dünyam seniSürdüm ömrümü geçirdim Canım hazrete uçurdum Ecel şerbetin içirdim Esenledim dünyam seniYürürüdüm sağ selamet Takdir eyledi melamet Ecel kıldı hoş melalet Esenledim dünyam seniGelen geçermiş n’idelim Gelin ahrete gidelim Bu fenayı terk edelim Esenledim dünyam seniHayr u şer ettiğim işler Ol görünen türlü düşler Bitti bu kamu teftişler Esenledim dünyam seniDün ü gün ederdim zikir Kılar idim Hakk’a şükür Ecel geldi bizi okur Esenledim dünyam seniBen bir derviş idim dostum Haktan yana oldu kastım Ecel tuzağına bastım Esenledim dünyam seniYaranlarım kardaşlarm Hakk’a layık yoldaşlarım Esen kalsın razdaşlarım Esenledim dünyam seniEy Yunus Emre biçare Özün tutgıl doğru yare Ölüme yoğ imiş çare Esenledim dünyam seni |
Niçin Ağlarsın Bülbül
|
Sabahın sinleye vardım gördüm cümle ölmüş yatar
Her biri bi çare olmuş ömrün yayı varmış yatar
Vardım bunların katına baktım ecel heybetine
Nice yiğit muradına eremeyiben ölmüş yatar
Yemiş kurt kuş bunu keler nicelerin bağrın deler
Şol ufacık na-resteler gül gibice solmuş yatar
Tuzağa düşmüş tenleri hakka ulaşmış canları
Görmezmisin sen bunları sıra bize gelmiş yatar
Esilmiş inci dişleri dökülmüş sarı saçları
Hepsinin bitmiş işleri emr-ü nemde ermiş yatar
Elleridir kınalı hep karavaşları şeker-leb
Kargı gibi uzun boylu gül yüzlü güzeller yatar
El bağlamıştır çoğusu hep Allah’tandır umusu
Taze kızdır kimisi alınmadan çoklar yatar
Gitmiş gözünün karası hiç işi yoktur durası
Kefen bezinin paresi sönüğe sarılmış yatar
Yunus gerçek aşık isen mülke suret bezeme gil
Mülke suret bezeyenler kara toprak olmuş yatar.
Ömür bohçasının gülü solmadan
Uyan gel gözlerim gafletten uyan
Ecel bir gün bize haydi demeden
Uyan gel gözlerim gafletten uyan
Derviş Yunus söyler sözün tutulmaz
Senin kumaş bu illerde satılmaz
Böyle yatmak ile Hakk’a varılmaz
Uyan gel gözlerim gafletten uyan
Sufiyim halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim ma’rifet söyler gönlüm hiç kabul etmez
Boynumda icazetim Riya ile taatım
Endişem ayrık yerde gözüm yolum gözetmez
Söylerim ma’rifeti saluslanırım katı
Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez
Hoş dervişim sabrım yok dilimde inkarım çok
Kulağımdan gireni hergiz içim işitmez
Alem çıraktır sadır gönlüm bunu gözetir
Nideyim Hak korkusu hergiz içimden gitmez
Görenler elim öper tac’u hırkama bakar
Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez
Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatım
İç pazarda gelince bin yıllık ayar etmez
Görenler sufi sanır selam verir utanır
Onca iş koparaydım eleriben güç yetmez
Dışım derviş içim boş dilim tatlı sözüm hoş
İlla ettiğim işi dinin değşiren etmez
Yunus eksikliğini Allah’ına arz eyle
Onun keremi çoktur sen ettiğin ol etmez.
Sana ibret gerek ise gel göresin bu sinleri Ger taş isen eriyesin bakıp göricek bunlarıŞunlar ki çoktur malları gör nice oldu halleri Son ucu bir gömlek imiş onun da yoktur yenleriKani mülke benim diyen köşk ü saray beğenmeyen Şimdi bir evde yatarlar taşlar olmuş üstünleriBunlar eve girmeyeler zühd ü taat kılmayalar Ol beyliği bulmayalar zira geçti devranlarıKani ol şirin sözlüler kani ol güneş yüzlüler Şöyle gaib olmuş bunlar hiç belirmez nişanlarıBunlar bir vakt beyler idi kapıcılar korlar idi Gel şimdi gör bilmeyesin mey kangıdır ya kullarıNe kapı vardır giresi ne nimet vardır yiyesi Ne ışık vardır göresi dün olmuşdürür günleriBir gün senin dahi Yunus benim dediklerin kala Seni dahi böyle ede nitekim etti bunları |
Dervişlik der ki bana;
Sen derviş olamazsın.
Gel ne diyeyim sana,
Sen derviş olamazsın.
Derviş bağrı taş gerek,
Gözü dolu yaş gerek.
Koyundan yavaş gerek,
Sen derviş olamazsın.
Döğene elsiz gerek,
Söğene dilsiz gerek.
Derviş gönülsüz gerek,
Sen derviş olamazsın.
Dilin ile şakırsın,
Çok maniler dokursun.
Vara, yoğa kakırsın,
Sen derviş olamazsın
Kakımak varmışsa ger,
Muhammed de kakırdı.
Bu kakımak sende var,
Sen derviş olamazsın.
Doğruya varmayınca,
Murşide ermeyince.
Hak nasib etmeyince,
Sen derviş olamazsın.
Derviş Yunus gel imdi,
Ummanlara dal imdi.
Ummana dalmayınca,
Sen derviş olamazsın.
Ben dervişim diyene bir ün edesim gelir,
Seğirdüben sesine varıp yetesim gelir.
Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir,
Varıp anın üstüne evler yapasım gelir.
Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür,
Varuben ol gölgede biraz yatasım gelir.
Oda gölgedir deyu ta’n eylemen hocalar,
Hatırınız hoş olsun biraz yanasım gelir.
Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam,
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir.
Andan Cennete varam, Cennette huriler görem,
Huri ile gılmanı bir bir koşasım gelir
Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme,
Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir.
Sensin kerîm sensin rahîm
Allah sana sundum elim
Senden artık yoktur emim
Allah sana sundum elim
Ecel geldi vade erdi
Bu ömrüm kadehi doldu
Kimdir ki içmeden kaldı
Allah sana sundum elim
Gözlerim göğe süzüldü
Canım göğüsten üzüldü
Dilim tetiği bozuldu
Allah sana sundum elim
Uş biçildi kefen donum
Hazrete yönelttim yönüm
Aceb nice ola hâlim
Allah sana sundum elim
Urdular suyum ılıdı
Kavim kardaş cümle geldi
Esen kalsın kavim kardaş
Allah sana sundum elim
Geldi salacam sarılır
Dört yana selâ verilir
İl namazıma derilir
Allah sana sundum elim
Salacamı götürdüler
Makberime yetirdiler
Halka olup oturdular
Allah sana sundum elim
Çün cenazeden şeştiler
Üstüme toprak eştiler
Hep koyubanı kaçtılar
Allah sana sundum elim
Yedi tamu, sekiz uçmak
Her birinin vardır yolu
Her bir yolda yüz bin çarşı
Allah sana sundum elim
Geldi Münker ile Nekir
Her birisi sordu bir dil
İlâhi sen cevap vergil
Allah sana sundum elim
Görün acep oldu zaman
Gönülden eyleniz figan
Ölür çün anadan doğan
Allah sana sundum elim
Yunus uzatma bu sözü
Allah’ına tut hep yüzü
Didardan ayırma bizi
Allah sana sundum elim
Sözüm el gün için değil
Sevenlere bir söz yeter
Sevdiğimi söylemezsem
Sevmek derdi beni boğar
Taş yürekte ne biter
Dilinden ağu tüter
Nice yumşak söylese
Sözü savaşa benzer
Yort ey gönül sen bir zaman asude farığ hoş yürü Korkma kayıkma kimseden gussa vu gamdan boş yürüHakıykata bakar isen nefsin sana düşman yeter Var imdi nefsin ile uruş savaş tokuş yürüNefstir eri yolda koyan yolda kalır nefse uyan Ne işin var kimse ile nefsine kakı boş yürüDiler isen bu dünyanın şerrinden olasın emin Terkeyle bu kibr u kini hırkaya gir derviş yürüİster isen bu dünyede ebedi sarhoş olasın Aşk kadehin dolu getir oniki ay sarhoş yürüKimse bağına girmegil kimse gülünü dermegil Var kendi ma’şukun ile bahçede ol alış yürüGönüllerde iğ olma gil mahfillerde çiğ olma gil Çiğ nesnenin ne dadı var gel aşk oduna piş yürüYunus imdi hoş söylersin dinleyene şerheylersin Halka nasihat satınca er ol yoluna koş yürü |
Sordum sarı çiçeğe
Benzin neden sarıdır
Çiçek eydür ey derviş
Ahım dağlar eritir
Yine sordum çiçeğe
Sizde ölüm var mıdır
Çiçek eydür ey derviş
Ölümsüz yer var mıdır
Yine sordum çiçeğe
Kışın nerde olursuz
Çiçek eydür ey derviş
Kışın turab oluruz
Yine sordum çiçeğe
Tamuya girer misiz
Çiçek eydür ey derviş
Ol münkirler yeridir
Yine sordum çiçeğe
Uçmağa girer misiz
Çiçek eydür ey derviş
Uçmak adem şehridir
Yine sordum çiçeğe
Gül sizin neniz olur
Çiçek eydür ey derviş
Gül Muhammed teridir
Yine sordum çiçeğe
Ademi bilir misiz
Çiçek eydür ey derviş
Adem binde biridir
Yine sordum çiçeğe
Kırklar’ı bilir misiz
Çiçek eydür ey derviş
Kırklar Allah yaridir
Yine sordum çiçeğe
Rengi nerden alırsız
Çiçek eydür ey derviş
Ay ile gün nurudur
Yine sordum çiçeğe
Boynun neden eğridir
Çiçek eydür ey derviş
Kalbim Hakk’a doğrudur
Yine sordum çiçeğe
Anan atan var mıdır
Çiçek eydür ey derviş
Bu ne aceb sorudur
Yine sordum çiçeğe
Sen Kabe’yi gördün mü
Çiçek eydür ey derviş
Kabe Allah evidir
Yine sordum çiçeğe
Bahçene girsem n’ola
Çiçek eydür ey derviş
Kokla beni geri dur
Yine sordum çiçeğe
Sen Sırat’ı gördün mü
Çiçek eydür ey derviş
Cümlenin ol yoludur
Yine sordum çiçeğe
Gözün niçin yaşlıdır
Çiçek eydür ey derviş
Bağırcığım başlıdır
Yine sordum çiçeğe
Yunus’u bilir misin
Çiçek eydür ey derviş
Yunus Kırklar yaridir
Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede bir söz
Kelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil
Sözün us ile düşürgil dimegil çağ ede bir söz
Gel ahi ey şehriyari sözümüzü dinle bari
Hezar gevher ü dinarı kara taprağ ede bir söz
Kişi bile söz demini demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz
Yürü yürü yolun ile gafil olma bilin ile
Key sakın ki dilin ile canına dağ ede bir söz
Yunus imdi söz yatından söyle sözü gayetinden
Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz
Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir sözSöz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir sözKelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil Sözün us ile düşürgil dimegil çağ ede bir sözGel ahî ey şehriyâri sözümüzü dinle bâri Hezâr gevher ü dinârı kara taprağ ede bir sözKişi bile söz demini demeye sözün kemini Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir sözYürü yürü yolun ile gâfil olma bilin ile Key sakın ki dilin ile cânına dağ ede bir sözYûnus imdi söz yatından söyle sözü gayetinden Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz |
Şeyhimin illeri
Uzaktır yolları
Açılmış gülleri
Dermeğe kim gelir
Şeyhimin özünü
Severim sözünü
Mübarek yüzünü
Görmeğe kim gelir
Şeyhimin ilini
Sorarım yolunu
Ol sebil elini
Öpmeğe kim gelir
Şeyhimin ilinde
Asası elinde
Muhammed dilinde
Olmağa kim gelir
Şeyhimin ilinde
Bir kadeh elinde
Susamış âşıklar
Kanmağa kim gelir
Ay şeyhim sen beni
Yandırdın derd ile
Bu derdin dermanın
Sormağa kim gelir
Ahd ile vefalar
Zevk ile safalar
Bu yolda cefalar
Çekmeğe kim gelir
Şeyhimin şem’ine
Bu canım pervane
Saladır âşıklar
Yanmağa kim gelir
Şehidin donunu
Yumazlar kanını
Dost için canını
Vermeğe kim gelir
Halk için malını
Hep vere varını
Aşk için kanını
Dökmeğe kim gelir
Ah ile gözyaşı
Yunus’un haldaşı
Zehr ile şol aşı
Yemeğe kim gelir
Şol kapıdan taptık sözü bizi deli eyleyiser
Benim dilim bülbülleyin evvel Hakkı söyleyiser
Benim dilim destandürür gönlüm evi bostandürür
Çevresi gülistandürür tapduk gelip yaylayiser
Tapduk eydür varın ile davet kılın halkı bile
Buyruğ ile geldik yola Allah bizi doylayiser
Ben varırım şol mestime ol mest ü hayran dostuma
Rahmet yağarsa üstüme şeytan bize n’eyleyiser
Erin gönlü Hak evidir Mekke Medine gibidir
Hal Çalabın vatanıdır gör ki neler eyleyiser
Dünya gafiller görküdür ahret erenler mülküdür
Kim dünyayı sever ise ol tamuda kaynayiser
Dünya işi bir kış imiş vefası yok cefası çok
Kim dünyayı terk eylerse dostu bulup oynayıser
Aklım ile bu aşkımı gün geldikçe artırırım
Hak yaktığı çırağımı avuduben söndüriser
Âşık olmuş bu kul Yunus mâni sözün söyler size
Mâni duyan gönülleri Allah kabul eyleyiser
aştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yâre
Bulunmaz derdime çare
Oldum ilimden avare
Beni bunda eğler misin
Yavı kıldım ben yoldaşı
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmağ olup çağlar mısın
Ben toprak oldum yolunda
Sen aşırı gözetirsin
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın
Harami gibi yoluma
Aykırı inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm
Sen yolumu bağlar mısın
Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim içün
Yaşın yaşın ağlar mısın
Esridi Yunus’un canı
Yoldayım illerim kanı
Yunus düşte gördü seni
Sayru musun sağlar mısın
Teferrüc eyleyi vardım, sabahın sinleri gördüm.
Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm.
Çürümüş toprak içre ten, sin içinde yatar pinhan.
Boşanmış damar, akmış kan, batmış kefenleri gördüm.
Yıkılmış sinleri dolmuş, hep evleri harâb olmuş.
Kamu endişeden kalmış, ne düşvar halleri gördüm.
Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş.
Bar tutmuş söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm.
Kimisi zevk-u işrette, kimi saz-u beşârette.
Kimi belâ vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm.
Soğumuş şu kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler.
Kara toprağın altında, Gül derer elleri gördüm.
Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış.
Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm.
Kimi zârı kılıp ağlar, zebâniler canın dağlar.
Tutuşmuş sinleri oda, çıkan dumanları gördüm.
Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi.
Aklım vardı bilim şaştı, netekim bunları gördüm
Müslümanlar zamâne yatlı oldu,
Helâl yenmez, haram kıymetli oldu.
Okuyan Kur’ân’a kulak tutulmaz,
Şeytanlar semirdi, kuvvetli oldu.
Harâm ile hamir tuttu cihânı,
Fesâd işler eden hürmetli oldu.
Kime kim Tanrı’dan haber verirsen,
Kakır bâşın salar huccetli oldu.
Şagird üstâd ile arbede kılar,
Oğul ata ile izzetli oldu.
Fakirler miskinlikten çekti elin,
Gönüller yıkıban heybetli oldu.
Peygamber yerine geçen hocalar,
Bu halkın başına zahmetli oldu.
Tutulmaz oldu Peygamber hadîsi,
Halâyık cümle Hak’tan utlu oldu.
Yunus, gel âşık isen tövbe et,
Nasûh’a tövbe ucu kutlu oldu.
Arifler ortasında sofilik satmayalar,
İhlas ile aşka riyayı katmayalar.
Ya bildiğini eyit, ya bir bilirden işit,
Teslimlik ucunu tut sözü uzatmayalar.
Kur’an kelamım dedi, gönlüne evim dedi,
Gönül ev ıssın bilmez, âdemden tutmayalar.
Gönül sındı bulundu, hem Hakk’a yakın idi,
Yine dikerim diye, bütünü yırtmayalar.
Mumlu baldır şeriat, tortusuz yağdır tarikat,
Dost için balı yağa, pes niçin katmayalar.
Arif can verir duymaz, yalancı mala kıymaz,
Yalan ile gerçeği beraber tutmayalar.
Kıymetin duyar isen, neye değer iş bu dem,
Erenlerin manasın almaza satmayalar.
Miskin Adem yanıldı, Uçmak’ta buğday yedi,
İşi Hak’tan bilenler şeytandan tutmayalar.
Şirin hulklar eylegil, tatlı sözler söylegil,
Sohbetlerde Yunus’u hergiz unutmayalar.
Üş de yine geldim ki ben sır sözün ayan eyliyem
Bu söz ile yeri göğü cümlesin hayran eyliyem
Diler isem ten eyliyem diler isem can eyliyem
Gönlüm Tur ü canım Musa Taht-ı Süleyman eyliyem
Dirlik bana karşı gele ben dirliğin boynun buram
Ölüm eğer vacib ola ben canı kurban eyliyem
İsa Meryem nice varır şöyle varam ben ol Haka
Fazlı yolunda ol Hak’ın âlemi handan eyliyem
Azrail dahi kimdürür kasd edebile canıma
Ben anın kendi kasrını kendine zindan eyliyem
Ya Cebrail kim ola kim hükm ede benim ahıma
Yüz bini Cebrail gibi ahımla perran eyliyem
Bizden evvel gelenlere mâniyi pinhan dediler
Ben anadan doğmuş gibi geldim ki üryan eyliyem
Yunus senin gönlün evi dopdoludur Hak varlığı
Üş gelmişim âşıklara varlıktan ihsan eyliyem
Ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
Yar bu ne yaradır melhem bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Varıp yare gider hiç geri dönmez
Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarsın bu canı hiç kimse almaz
Dönüp de bakmaz
Dönüp dönüp sana öğüt verirler
Dünya malı ile gözün boyarlar
Aşık öldü deyi sala verirler
Ölen hayvan olur aşıklar ölmez
Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarsın bu canı hiç kimse almaz
Dönüp de bakmaz
Yalancı dünyaya konup göçenler Ne söylerler ne bir haber verirler Üzerinde türlü otlar bitenler Ne söylerler ne bir haber verirlerKiminin başında biter ağaçlar Kiminin başında sararır otlar Kimi masum kimi güzel yiğitler Ne söylerler ne bir haber verirlerToprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış tatlı dilleri Gelin duadan unutman bunları Ne söylerler ne bir haber verirlerKimisi dördünde kimi beşinde Kimisinin tacı yoktur başında Kimi altı kimi yedi yaşında Ne söylerler ne bir haber verirlerKimisi bezirgan kimisi hoca Ecel şerbetini içmek de güç a Kimi ak sakallı kimi pir koca Ne söylerler ne bir haber verirlerYunus der ki gör takdirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler ne bir haber verirler |
Yar yüreğim yar
Gör ki neler var
Bu halk içinde
Bize güler var
Kon gülen gülsün
Hak bizim olsun
Gâfil ne bilsin
Hak’kı sever var
Bu yol uzaktır
Menzili çoktur
Geçidi yoktur
Derin sular var
Girdik bu yola
Aşk ile bile
Gurbetlik ile
Bizi salar var
Her kim merdâne
Gelsin meydâne
Kalmasın câne
Kimde hüner var
Yunus sen bunda
Meydan isteme
Meydan içinde
Merdâneler var
Yarab bu ne derttir derman bulunmaz Yar bu ne yaradır merhem bulunmaz Benim garip gönlüm aşktan usanmaz Varıp yare gider hiç geri dönmez..Aşık olan gönül aşktan usanmaz Ahiret korkusun bir pula saymaz Aşk pazarıdır bu canlar satılır satarsın bu canı hiç kimse almaz.. (dönüpte bakmaz)Döne döne binbir öğüt verirler Dünya malı ile gözün boyarlar Aşık öldü deyu sala verirler Ölen hayvan olur, Aşıklar ölmez. |
Rumda Acemde aşık olduğum,
Yemen illerinde Veysel Karani
Hak peygamber sevdi ve dostum dedi
Yemen illerinde Veysel Karani
Anasından doğup dünyaya geldi
Melekler altına kanadın serdi
Resulün hırkasını tacını giydi
Yemen illerinde Veysel Karani
Erenler önünde kemer belinde
Ak nurdan beni var o sağ elinde
Veys Sultan derler hak divanında
Yemen illerinde Veysel Karani
Sabah namazını kılıp giderdi
Gizlice Rabbine niyaz ederdi
Anın işi güçü deve güderdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Bin deveyi bir akceye güderdi
Onun da nısfını zekat ederdi
Develer bileşince tevhid ederdi
Yemen illerinde Veysel Karani
Elinde asası hurma dalından
Eyninde hırkası deve yününden
Asla hata gelmez onun dilinden
Yemen illerinde Veysel Karani
Yastığı taş idi döşek postu
Cennetlik eylemek ümmeti kastı
Hakkın sevgilisi habibin dostu
Yemen illerine Veysel Karani
Anasından destur aldı durmadı,
Kabe yollarını geçti boyladı
Geldi o Resulu evde bulmadı
Yemen illerinde Veysel Karani
Peygamber mescidden evine geldi
Veysin nurunu kapıda gördü
Sordu Aişeye eve kim geldi
Yemen ellerinde Veysel Karani
Yunus eydürgelin biz de varalım
Ayağın tozuna yüzler sürelim
Hak nasip eylesin komşu olalım
Yemen illerinde Veysel Karani.
Kıyamet gününde mahşer yerine
Yeşil sancak ile gelir Muhammed
Müminler müjdeler birbirine
Yeşil sancak ile gelir Muhammed
Gelin biz de gitmiyelim ırağa
Hazret’e varmağa ak yüz gereke
Medine’den kalkar biner buraka
Yeşil sancak ile gelir Muhammed
Bulun mürşidi de yapışın ele
Mürşidsiz varılmaz ol doğru yola
Hasan Hüseyin’le dört yâri bile
Yeşil sancak ile gelir Muhammed
Ak sakallı pirler olmuş yiğitler
Cennetin içinde var burak atlar
Huri ile gılman karşı gelirler
Yeşil sancak ile gelir Muhammed
Bu ömrün güneşi doğa duluna
Bunda ettiklerin anda biline
Âşık Yunus Emre bile buluna
Yeşil sancak ile gelir Muhammed
Yine geldi aşk elçisi,
Yine doldu meydânımız.
Yine teferrücgâh oldu,
Sağlı sollu dört yanımız.
Yine mahfiller düzüldü,
Yine badyalar kuruldu.
Yine kadehler sunuldu,
Esrik oldu bu canımız.
Ev içi aşk ile doldu,
Ulu kişi âşık oldu.
Canlarımız hayran oldu,
Aşk tahtına binenimiz.
Bir nicemiz Leylî oldu,
Bir nicemiz Mecnûn oldu.
Bir nicemiz Ferhâd oldu,
Aşktan haber alanımız.
Meydanımız meydan oldu,
Canlarımız hayran oldu.
Her dem arşa seyrân oldu,
Hazret oldu revânımız.
Düşmüş idik o kaldırdı,
Birliğin bize bildirdi.
İçimize aşk doldurdu,
Dürüst oldu imânımız.
Sorar isen aşk nerdedir?
Nerde istersen ordadır.
Hem gönülde hem candadır,
Hiç kalmadı gümânımız.
Yunus aşkın vasfın söyler,
Gerçeklere haber eyler.
Mahrumların canı göyner,
Aşkâr oldu pinhânımız
Yar yüreğim yar, gör ki neler var,
Bu halk içinde bize gülen var.
Ko gülen gülsün, Hak bizim olsun,
Gaafil ne bilsin,Hakk’ı seven var.
Bu yol uzaktır menzili çoktur,
Geçidi yoktur derin sular var.
Girdik bu yola aşk ile bile,
Gurbetlik ile, bizi salan var.
Her kim merdane gelsin meydane,
Kalmasın cana kimde hüner var.
Yunus sen bunda meydan isteme,
Meydan içinde merdaneler var.
Yusuf; u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki çare bulunmaz
Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez