Pir Sultan Abdal

Tanım:

Nefesler:

Aman ey erenler mürvet sizindir
Öksüzem yetimem amana geldim
Garibem bî-kesem himmet sizindir
Ağlayı ağlayı selmâna geldim

Şâh’ın bahçesinde ben garip bülbül
Efkârım mükedder hâlim pek müşkül
Koparmadım asla kokladım bir gül
Kâfir oldum ise imâna geldim

Gönül şâhinini saldım havaya
Yüzümü sürüp geldim o hâk-i pâye
Gönül sefinesin vermezem zâye
Kıblegâhım Şâh-ı merdâna geldim

Biz Muhammed Alî kullarındanız
Nesl-i Âl-i abâ soylarındanız
İmâm-ı Cafer’in mezhebindeniz
Server Muhammed’e peymâna geldim

İkilik perdesi yoktur özümde
Birliktir gönlümde özüm sözümde
Gece gün düşmüşem Hak niyâzında
Pîr Sultân Abdal’ım meydâna geldim
***
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yaresi
Ben bu derde kande çâre bulayım
Meğer dost elinde ola çâresi

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül cevr eyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir cânlar pâresi

Benim uzun boylu serv-i reftârım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrâbımdır kaşlarının arası

Dîdâr ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çerağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pîr Sultân’ım katı yüksek uçarsın
Selâmsız sabahsız gelir geçersin
Aşk-ı muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir yolumuzun töresi
“Derdim çoktur hangisine yanayım” ile ilgili videolar:


***
Güzel âşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir rızâ lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?

Demedim mi ah demedim mi
Gönül sana söylemedim mi?

Yemeyenler kalır nâ-çâr
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi?

Bu dervîşlik bir dilektir
Bilene büyük örnektir
Yensiz yakasız gömlektir
Giyemezsin demedim mi?
Âşıklar kara bahtlı olur
Hak yanında kıymetli olur
Muhabbet baldan tatlı olur
Doyamazsın demedim mi?

Erelim Alî sırrına
Çıkalım meydân yerine
Cânı başı Hak yoluna
Koyamazsın demedim mi?
Pîr Sultân Abdal şâhımız
Hakk’a ulaşır râhımız
On İki İmâm katarımız
Uyamazsın demedim mi?
“Güzel âşık cevrimizi” ile ilgili videolar:

***
Şâh-ı Merdân’ın âvâzı
Turna derler bir kuştadır
Asâsı Nil deryasında
Hırkası bir dervîştedir

Nil denizi ummân oldu
Sarardı gül benzim soldu
Bakışı aslanda kaldı
Alî’min darbı koçtadır

Özen pîrim oğlu özen
Var kendine bir dost kazan
Hayrını şerrini yazan
Sağ yanında feriştehdir

Alî’m etmezdi benliği
Kalbinde yoktu kinliği
Zülfikârın keskinliği
Zerrecesi kılıçtadır

Nerde Pîr Sultân’ım nerde
Cânım fedâ olsun merde
Yemen’den öte bir yerde
Hâlâ Düldül savaştadır
***
Önüme bir cebel düştü, bir ucu şehir içinde
Benim Şâhım dükkan açmış ne ararsan var içinde

Dükkâna var pazar eyle, rakibinden hazer eyle
Ayla güne nazar eyle, Muhammed Alî içinde

Ayla güne nazar eyle, Muhammed Alî içinde
Balıklar hep suya hasret, çarha döner göl içinde

Göl içinde çarha döner, susuzluktan bağrı yanar
Mü’minler secdeye iner, seyir var seyir içinde

Kudretten verdi o balı, bahanesi oldu arı
Dinle imdi ah-ü zarı, arı inler bal içinde

Pîr Sultân’ım ey gaziler, anlımızda var yazılar
Tâlip mürşidin arzular, bülbül öter gül içinde
“Önüme bir cebel düştü, bir ucu şehir içinde” ile ilgili videolar:

***
Gelmiş iken bir habercik sorayım
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın?
Gerçek erenlerden haber sorayım
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın?

Alçağında al kırmızı taşın var
Yükseğinde turnaların sesi var
Ben de bilmem ne tâlihsiz başım var
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın?

Benim Şâh’ım al kırmızı bürünür
Dost yüzün görmeyen düşman bilinir
Yücesinden Şâh’ın ili görünür
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın?

El ettiler turnalara bazlara
Dağlar yeşillendi döndü yazlara
Çiğdemler takınsın söylen kızlara
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın?

Şâh’ın bahçesinde gonca gül biter
Anda garip garip bülbüller öter
Bunda ayrılık var ölümden beter
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın?

Ben de bildim şu dağların taşısın
Gerçek erenlerin nazargâhısın
Abdal Pîr Sultân’ın seyrangâhısın
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın
***

Uyur idik uyardılar
Diriye saydılar bizi
Koyun olduk, ses anladık
Sürüye saydılar bizi

Sürülüp kasabaya gittik
Kanarada mekan tuttuk
Didar defterine yettik
Ölüye saydılar bizi

Halimizi hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Arıya saydılar bizi

Aşk defterine yazıldık
Pir divanına dizildik
Bal olduk, şerbet ezildik
Doluya saydılar bizi

PİR SULTAN’ım Haydar şunda
Çok keramet var insanda
O cihanda, bu cihanda
Ali’ye saydılar bizi

Uyur idik uyardılar ile ilgili videolar:



Hakman

Bugün ben dergâha vardım
Dergâhta murada erdim
Mürşidin yüzünü gördüm
Ne kadar Alî’ye (Şâhıma) benzer

Mürşid sofrasına geçtim
Rehberin elinden içtim
Kardeşlerle çok seviştim
Hepsi de Alî’ye (Şâhıma) benzer

O cânlar yüzüme baktı
Bakışları özüm yaktı
Gözlerinden nûrlar aktı
Hepside Alî’ye (Şâhıma) benzer

Hakman’ım yandım yakıldım
Alî yoluna katıldım
Hacı Bektaş’a satıldım
O dahi Alî’ye (Şâhıma) benzer